Officious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Officious kelimesinin Türkçe anlamı:
Officious, kişinin yapması gerekenden daha fazla ilgi göstermesi ve diğer insanların işlerine müdahale etmesi anlamına gelir. Bu müdahaleler genellikle istenmeyen, gereksiz ve hatta rahatsız edici olabilir.
Örnek cümleler:
1. The officious waiter kept interrupting our conversation to ask if everything was okay. (Officious kelimesi burada “gereksiz müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz müdahaleci garson sohbetimizi sürekli keserek her şeyin yolunda olup olmadığını sormaya devam etti.)
-
She was so officious that she even tried to organize our personal belongings. (Officious kelimesi burada “aşırı ilgili ve müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: O kadar aşırı ilgili ve müdahaleciydi ki, hatta kişisel eşyalarımızı bile düzenlemeye çalıştı.) -
The officious neighbor always tries to dictate how we should take care of our garden. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci komşumuz her zaman bahçemizi nasıl yöneteceğimizi dikte etmeye çalışır.) -
I don’t appreciate your officious attitude. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci tavrınızı takdir etmiyorum.) -
The officious security guard insisted on checking my bag even though it was clear that I wasn’t carrying anything suspicious. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci güvenlik görevlisi, açıkça şüpheli bir şey taşımadığım halde çantamı kontrol etmekte ısrar etti.) -
Her officious behavior made everyone uncomfortable. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Onun gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci davranışları herkesi rahatsız etti.) -
The officious boss micromanages everything and doesn’t let us work independently. (Officious kelimesi burada “aşırı ilgili ve müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Aşırı ilgili ve müdahaleci patronumuz her ş
eyi mikromanaj ediyor ve bize bağımsız çalışma şansı vermiyor.)
-
The officious salesperson wouldn’t take no for an answer and kept pushing the product. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci satıcı hayır cevabını kabul etmeyip ürünü itelemeye devam etti.) -
The officious teacher always interrupts our discussions and tries to steer the conversation in her preferred direction. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci öğretmen her zaman tartışmalarımızı keser ve konuşmayı tercih ettiği yöne yönlendirmeye çalışır.) -
His officiousness at the party made everyone feel uncomfortable. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Partideki gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci davranışları herkesi rahatsız etti.) -
The officious customer insisted on speaking to the manager, even though her request was unreasonable. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci müşteri, talebi mantıksız olmasına rağmen müdürle konuşmakta ısrar etti.) -
The officious employee took it upon himself to organize the company picnic without asking for anyone else’s input. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci çalışan, başkalarının görüşlerini almadan şirket pikniğini düzenlemeye karar verdi.) -
The officious parent kept calling the school to demand special treatment for their child. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci ebeveyn, çocuklarına özel muamele istemek için okulu sürekli aradı.) -
The officious committee member always tries to take control of the meeting and ignores others’ opinions. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci komite üyesi her zaman toplantıyı kontrol etmeye çalışır ve diğerlerinin
Hemen Yorum Yaz