Officious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Officious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Officious kelimesinin Türkçe anlamı:

Officious, kişinin yapması gerekenden daha fazla ilgi göstermesi ve diğer insanların işlerine müdahale etmesi anlamına gelir. Bu müdahaleler genellikle istenmeyen, gereksiz ve hatta rahatsız edici olabilir.

Örnek cümleler:

1. The officious waiter kept interrupting our conversation to ask if everything was okay. (Officious kelimesi burada “gereksiz müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
(Türkçesi: Gereksiz müdahaleci garson sohbetimizi sürekli keserek her şeyin yolunda olup olmadığını sormaya devam etti.)

  1. She was so officious that she even tried to organize our personal belongings. (Officious kelimesi burada “aşırı ilgili ve müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: O kadar aşırı ilgili ve müdahaleciydi ki, hatta kişisel eşyalarımızı bile düzenlemeye çalıştı.)

  2. The officious neighbor always tries to dictate how we should take care of our garden. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci komşumuz her zaman bahçemizi nasıl yöneteceğimizi dikte etmeye çalışır.)

  3. I don’t appreciate your officious attitude. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci tavrınızı takdir etmiyorum.)

  4. The officious security guard insisted on checking my bag even though it was clear that I wasn’t carrying anything suspicious. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci güvenlik görevlisi, açıkça şüpheli bir şey taşımadığım halde çantamı kontrol etmekte ısrar etti.)

  5. Her officious behavior made everyone uncomfortable. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Onun gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci davranışları herkesi rahatsız etti.)

  6. The officious boss micromanages everything and doesn’t let us work independently. (Officious kelimesi burada “aşırı ilgili ve müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Aşırı ilgili ve müdahaleci patronumuz her ş

eyi mikromanaj ediyor ve bize bağımsız çalışma şansı vermiyor.)

  1. The officious salesperson wouldn’t take no for an answer and kept pushing the product. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci satıcı hayır cevabını kabul etmeyip ürünü itelemeye devam etti.)

  2. The officious teacher always interrupts our discussions and tries to steer the conversation in her preferred direction. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci öğretmen her zaman tartışmalarımızı keser ve konuşmayı tercih ettiği yöne yönlendirmeye çalışır.)

  3. His officiousness at the party made everyone feel uncomfortable. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Partideki gereksiz ve rahatsız edici şekilde müdahaleci davranışları herkesi rahatsız etti.)

  4. The officious customer insisted on speaking to the manager, even though her request was unreasonable. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci müşteri, talebi mantıksız olmasına rağmen müdürle konuşmakta ısrar etti.)

  5. The officious employee took it upon himself to organize the company picnic without asking for anyone else’s input. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci çalışan, başkalarının görüşlerini almadan şirket pikniğini düzenlemeye karar verdi.)

  6. The officious parent kept calling the school to demand special treatment for their child. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci ebeveyn, çocuklarına özel muamele istemek için okulu sürekli aradı.)

  7. The officious committee member always tries to take control of the meeting and ignores others’ opinions. (Officious kelimesi burada “gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci” anlamında kullanılmıştır.)
    (Türkçesi: Gereksiz ve istenmeyen şekilde müdahaleci komite üyesi her zaman toplantıyı kontrol etmeye çalışır ve diğerlerinin

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.