Occur To Someone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Occur To Someone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Occur To Someone

Meaning: To come into one’s mind, to be remembered or considered by someone.

Examples:

1. It occurred to me that I left my phone at home. (Aklıma geldi, telefonumu evde unuttuğumu hatırladım.)
2. Has it ever occurred to you to start your own business? (Hiç kendi işini kurmak aklına geldi mi?)
3. It didn’t occur to her to check the expiration date on the milk. (Sütün son kullanma tarihine bakmak aklına gelmedi.)
4. It occurs to me that we haven’t seen each other in a while. (Şimdi fark ettim, bir süredir birbirimizi görmüyoruz.)
5. It suddenly occurred to him that he had left the stove on. (Birden ocağı açık bıraktığını hatırladı.)
6. It didn’t occur to them that the concert might be cancelled due to bad weather. (Kötü hava nedeniyle konserin iptal olabileceği aklına gelmedi.)
7. It occurs to us that we should probably start looking for a new apartment. (Yeni bir daire aramaya başlamamız gerektiği aklımıza geldi.)
8. It never occurred to me that I would end up working in this field. (Hiç aklıma gelmemişti, bu alanda çalışacağım.)
9. It just occurred to her that she has a dentist appointment tomorrow. (Yarın diş hekimine gitmesi gerektiği aklına yeni geldi.)
10. Did it ever occur to you that you might be allergic to peanuts? (Fıstık alerjiniz olabileceği hiç aklınıza geldi mi?)
11. It suddenly occurred to him that he had forgotten to lock the front door. (Birden ön kapıyı kilitlemeyi unuttuğunu hatırladı.)
12. It didn’t occur to her that she was using the wrong key until she tried to unlock the door. (Kapıyı açmaya çalışana kadar yanlış anahtar kullandığını fark etmedi.)
13. It never occurred to them that they could travel to Europe by train. (Avrupa’ya trenle seyahat etme fikri hiç aklına gelmemişti.)
14. It occurs to me that we should invite Jane to the party. (Jane’i partiye davet etmemiz gerektiği aklıma geldi.)
15. It didn’t occur to them that they should bring sunscreen to the beach. (Plaja güneş kremi getirmeleri gerektiği aklına gelmedi.)
    17. It occurs to me that we should leave early to avoid traffic. (Trafiği önlemek için erken çıkmamız gerektiği aklıma geldi.)
    18. It never occurred to her that she would be able to climb to the top of the mountain. (Dağın zirvesine tırmanabileceği hiç aklına gelmemişti.)
    19. It suddenly occurred to them that they had left their passports at the hotel. (Pasaportlarını otelde unuttuklarını birden hatırladılar.)
    20. It doesn’t occur to him that his behavior might be bothering others. (Davranışının diğer insanları rahatsız edebileceği aklına gelmiyor.)