Occupation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Occupation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Occupation (Meslek)

Occupation, bir kişinin düzenli olarak yaptığı, genellikle para kazanmak için yapılan bir işi ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. My occupation is a doctor. (Mesleğim doktorluk.)
  2. She has a high-paying occupation in finance. (Finansta yüksek ücretli bir mesleği var.)
  3. Teaching is a noble occupation. (Öğretmenlik, asil bir meslektir.)
  4. His occupation is a software developer. (Mesleği bir yazılım geliştiricidir.)
  5. She decided to pursue an occupation in marketing. (Pazarlama alanında bir meslek izlemeye karar verdi.)
  6. What’s your occupation? (Senin mesleğin ne?)
  7. He left his occupation as a lawyer to become an artist. (Avukatlık mesleğini bırakıp sanatçı olmaya karar verdi.)
  8. Being a pilot is a demanding occupation. (Pilotluk, talepkar bir meslektir.)
  9. The occupation of a firefighter requires bravery and physical strength. (İtfaiyecilik mesleği cesaret ve fiziksel güç gerektirir.)
  10. She was proud of her occupation as a social worker. (Sosyal hizmet uzmanı olarak mesleğinden gurur duyuyordu.)
  11. His occupation as a journalist took him all around the world. (Gazeteci olarak mesleği onu tüm dünyaya götürdü.)
  12. The occupation of a farmer is vital for our food supply. (Çiftçilik mesleği gıda arzımız için hayati önem taşır.)
  13. She found her occupation as a chef to be very rewarding. (Aşçı olarak mesleğini çok tatmin edici buldu.)
  14. He studied hard to pursue an occupation in engineering. (Mühendislik alanında bir meslek izlemek için sıkı çalıştı.)
  15. The occupation of a teacher requires patience and dedication. (Öğretmenlik mesleği sabır ve özveri gerektirir.)
  16. Her occupation as a dancer required years of training and practice. (Dansçı olarak mesleği yıllarca süren eğitim ve pratik gerektiriyordu.)
  17. He was offered a new occupation as a sales representative. (Satış temsilcisi olarak yeni bir meslek teklif edildi.)
  18. The occupation of a carpenter involves working with wood. (Marangozluk mesleği ahşapla çalışmayı gerektirir.)
  19. She was excited to start her new occupation as a graphic designer. (Grafik tasarımcısı olarak yeni mesleğine başlamak için heyecanlıydı.)
  20. The occupation of a musician allows for creative expression and artistic freedom. (Müzikçilik mesleği yaratıcı ifade ve sanatsal özgürlük sağlar.)

Job (İş)

Job, belirli bir süre için yapılan ve genellikle para kazanmak için yapılan bir işi ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. I got a job as a waiter at a local restaurant. (Yerel bir restoranda garson olarak bir iş buldum.)
  2. She’s looking for a job in the fashion industry. (Moda endüstrisinde bir iş arıyor.)
  3. His job involves working with numbers and data. (İşi sayılar ve verilerle çalışmayı gerektiriyor.)
  4. I’m currently between jobs at the moment. (Şu anda işsizim.)
  5. She’s been offered a job as a marketing coordinator. (Pazarlama koordinatörü olarak bir iş teklif edildi.)
  6. His job as a software engineer requires him to work long hours. (Bir yazılım mühendisi olarak işi onun uzun saatler çalışmasını gerektiriyor.)
  7. I’m thinking of quitting my job and starting my own business. (İşimi bırakıp kendi işimi kurmayı düşünüyorum.)
  8. She was offered a job as a receptionist at a law firm. (Bir hukuk firmasında resepsiyonist olarak iş teklif edildi.)
  9. His job as a construction worker is physically demanding. (İnşaat işçisi olarak işi fiziksel olarak talepkar.)
  10. She’s been trying to find a job in her field for months. (Alanında bir iş bulmaya aylardır çalışıyor.)
  11. His job as a teacher allows him to make a positive impact on his students’ lives. (Öğretmen olarak işi onun öğrencilerinin hayatlarında olumlu bir etki yapmasına izin veriyor.)
  12. She’s hoping to get a job in the tech industry. (Teknoloji endüstrisinde bir iş almayı umuyor.)
  13. His job as a delivery driver requires him to be on the road for long periods of time. (Bir dağıtım şoförü olarak işi uzun süreli yolda olmayı gerektiriyor.)
  14. She’s been promoted to a new job with more responsibilities. (Daha fazla sorumlulukları olan yeni bir işe terfi ettirildi.)
  15. His job as a nurse requires him to be caring and empathetic towards his patients. (Bir hemşire olarak işi hastalarına karşı şefkatli ve empatik olmayı gerektiriyor.)
  16. She’s been working at her job for over a year now. (Şimdiye kadar işinde bir yıldan fazla çalışıyor.)
  17. His job as a lawyer requires him to have excellent communication and negotiation skills. (Bir avukat olarak işi onun mükemmel iletişim ve müzakere becerilerini gerektiriyor.)
  18. She’s been applying to different jobs in different industries. (Farklı endüstrilerde farklı işlere başvuruyor.)
  19. His job as a chef allows him to express his creativity through cooking. (Aşçı olarak işi onun yemek pişirme yoluyla yaratıcılığını ifade etmesine izin veriyor.)
    20

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.