Obvious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obvious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obvious

Obvious, Türkçe’de “aşikar, bariz, açıkça görülen” gibi anlamlara gelir. Aşağıda İngilizce örnek cümlelerinde bu kelimeye örnekler verilmiştir:

1. It’s obvious that she doesn’t like him. (Açıkça görülen bir şey ki, o onu sevmiyor.)
2. The solution to the problem was obvious. (Problemin çözümü aşikardı.)
3. It should be obvious that we need to work harder. (Daha sıkı çalışmamız gerektiği açıkça görülmeli.)
4. The answer to the question was obvious. (Sorunun cevabı barizdi.)
5. It’s obvious that he is lying. (Açıkça görülen bir şey ki, o yalan söylüyor.)
6. The reason for his absence was obvious. (Onun yokluğunun sebebi aşikardı.)
7. The mistake was obvious. (Hata açıkça görülebiliyordu.)
8. The problem with the car was obvious. (Arabanın problemi barizdi.)
9. The danger was obvious. (Tehlike açıkça görülebiliyordu.)
10. It’s obvious that they are in love. (Aşık oldukları açıkça görülebiliyor.)
11. The cause of the accident was obvious. (Kazanın sebebi barizdi.)
12. The answer was obvious to everyone. (Cevap herkes için açıktı.)
13. The fact was obvious. (Gerçek aşikardı.)
14. The problem was obvious from the start. (Problem baştan beri açıkça görülebiliyordu.)
15. It’s obvious that he’s not listening. (Açıkça görülen bir şey ki, o dinlemiyor.)
16. The solution was obvious once we thought about it. (Düşündükten sonra çözüm aşikardı.)
17. It’s obvious that she’s upset

    . (Açıkça görülen bir şey ki, o üzgün.)

18. The problem was obvious to everyone except him. (Problem herkes için açıkça görülebiliyordu sadece onun için değil.)
19. The answer was obvious once we looked at the data. (Verilere baktıktan sonra cevap açıkça görülebiliyordu.)
20. The mistake was obvious in hindsight. (Geçmişte hata açıkça görülebiliyordu.)