Observance Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Observance Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İle (with)

İle, birlikte anlamına gelen bir edattır. İki şeyin birlikte bulunmasını, birlikte hareket etmesini veya birlikte kullanılmasını ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I went to the party with my best friend. (En iyi arkadaşım ile partiye gittim.)
2. She always goes to work with her husband. (O, her zaman kocası ile işe gider.)
3. I cooked dinner with my mom. (Akşam yemeğini annemle birlikte yaptım.)
4. We traveled to Italy with our family. (İtalya’ya ailemizle birlikte seyahat ettik.)
5. He always exercises with his personal trainer. (O, her zaman özel antrenörü ile egzersiz yapar.)
6. I watched the movie with my boyfriend. (Filmi erkek arkadaşımla birlikte izledim.)
7. She studied for the exam with her classmates. (Sınav için sınıf arkadaşlarıyla birlikte çalıştı.)
8. They built the house with the help of a professional contractor. (Evin yapımına profesyonel bir müteahhidin yardımıyla başladılar.)
9. We made the cake with my sister’s recipe. (Pastayı kardeşimin tarifiyle yaptık.)
10. He listened to the music with his headphones. (Müziği kulaklığıyla dinledi.)
11. I went shopping with my cousin. (Kuzenimle birlikte alışverişe gittim.)
12. She decorated the room with her own paintings. (Odasını kendi tablolarıyla dekore etti.)
13. They traveled around Europe with a tour group. (Avrupa’yı tur grubu ile gezdiler.)
14. I wrote the report with the help of my colleague. (Raporu meslektaşımın yardımıyla yazdım.)
15. He took the picture with his camera. (Resmi kendi kamerasıyla çekti.)
16. We celebrated our anniversary with a fancy dinner. (Yıldönümümüzü şık bir yemekle kutladık.)
17. She practiced yoga with her instructor. (O, yoga eğitmeniyle birlikte prati yapıyor.)
18. They fixed the car with the help of a mechanic. (Arabayı bir tamircinin yardımıyla tamir ettiler.)
19. I learned to cook Chinese food with my grandmother. (Çin yemeklerini yapmayı büyükannemle öğrendim.)
20. She went to the concert with her friends. (Konsere arkadaşlarıyla birlikte gitti.)

İle birlikte (together with)

İle birlikte, bir şeyle birlikte olmak veya bir şeyi tamamlayan bir şeyi ifade etmek için kullanılır. İngilizce’de “together with” olarak da kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. She went to the beach together with her family. (Plaja ailesi ile birlikte gitti.)
2. I wrote the book together with my co-author. (Kitabı ortak yazarım ile birlikte yazdım.)
3. He won the race together with his team. (Yarışı takımı ile birlikte kazandı.)
4. We completed the project together with our colleagues. (Proje için meslektaşlarımız ile birlikte tamamladık.)
5. They organized the event together with the local community. (Etkinliği yerel topluluk ile birlikte düzenlediler.)
6. She cooked dinner together with her sister. (Akşam yemeğini kız kardeşiyle birlikte pişirdi.)
7. We traveled around Europe together with our friends. (Avrupa’yı arkadaşlarımızla birlikte gezdik.)
8. He decorated the room together with his wife. (Odasını eşiyle birlikte dekore etti.)
9. They built the house together with their neighbors. (Evlerini komşularıyla birlikte inşa ettiler.)
10. I learned the language together with my language exchange partner. (Dili dil değişim partnerimle birlikte öğrendim.)
11. She went to the concert together with her boyfriend. (Konsere erkek arkadaşıyla birlikte gitti.)
12. We watched the movie together with our children. (Filmi çocuklarımızla birlikte izledik.)
13. They started the business together with their friends. (İşlerini arkadaşlarıyla birlikte başlattılar.)
14. I studied for the exam together with my study group. (Sınav için çalışma grubumla birlikte çalıştım.)
15. He painted the picture together with his art teacher. (Resmi sanat öğretmeniyle birlikte boyadı.)
16. We went hiking together with our guide. (Rehberimizle birlikte yürüyüşe çıktık.)
17. She went shopping together with her mother. (Alışverişe annesiyle birlikte gitti.)
18. They volunteered at the shelter together with their coworkers. (Barınağa meslektaşlarıyla birlikte gönüllü oldular.)
19. I practiced playing the piano together with my music teacher. (Piyano çalmayı müzik öğretmenimle birlikte çalıştım.)
20. She went on a trip together with her boyfriend’s family. (Geziye erkek arkadaşının ailesiyle birlikte gitti.)