Oblique İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Oblique
Oblique kelimesinin Türkçe anlamı “eğik, çarpık, dolaylı” gibi anlamlara gelmektedir.
- The oblique rays of the sun cast long shadows. (Güneşin eğik ışınları uzun gölgeler oluşturuyor.)
- She gave me an oblique glance before looking away. (Bakışları eğikti ve sonra başka yöne baktı.)
- The oblique angle of the building made it difficult to measure. (Bina, eğik açısı nedeniyle ölçülmekte zorluk çıkardı.)
- His oblique remarks made me wonder what he really meant. (Dolaylı sözleri beni gerçekte ne demek istediğini düşünmeye sevk etti.)
- The artist used oblique lines to create a sense of movement in the painting. (Sanatçı, tabloda hareket hissi yaratmak için eğik çizgiler kullandı.)
- The oblique approach to the problem proved to be the most effective. (Soruna eğik yaklaşımın en etkili olduğu kanıtlandı.)
- His oblique sense of humor often left people confused. (Dolaylı mizah anlayışı insanları sık sık kafa karışıklığına sevk ederdi.)
- The oblique cut of the fabric gave the dress a unique look. (Kumaşın eğik kesimi, elbiseye benzersiz bir görünüm kazandırdı.)
- Her oblique references to her past hinted at a troubled history. (Geçmişine dolaylı göndermeler yapan konuşmaları, sorunlu bir geçmişe sahip olduğunu düşündürdü.)
- The oblique direction of the wind made it difficult to steer the boat. (Rüzgarın eğik yönü, tekneyi yönlendirmeyi zorlaştırdı.)
- The oblique lighting in the room created a cozy atmosphere. (Odada eğik aydınlatma, sıcak bir atmosfer yarattı.)
- He gave me an oblique answer, leaving me unsure of what he really meant. (Bana dolaylı bir cevap verdi ve gerçekte ne demek istediğini anlamamı engelledi.)
- The oblique design of the building made it stand out from the surrounding architecture. (Bina, çevresindeki mimariden sıyrılmasını sağlayan eğik bir tasarıma sahipti.)
- Her oblique reasoning led her to an unexpected conclusion. (Dolaylı düşünceleri, onu beklenmedik bir sonuca götürdü.)
- The oblique reference to the company’s financial troubles caused concern among the employees. (Şirketin mali sıkıntılarına dolaylı bir gönderme yapmak, çalışanlar arasında endişe yarattı.)
- The oblique direction of the road made it difficult to navigate. (Yolun eğik yönü, yolculuğu zorlaştırdı.)
- His oblique smile hinted at a secret he was keeping. (
- The oblique camera angle added a dramatic effect to the scene. (Eğik kamera açısı, sahneye dramatik bir etki kattı.)
- The oblique approach to the project allowed for more creativity. (Projeye eğik yaklaşım, daha fazla yaratıcılık sağladı.)
- The oblique relationship between the two characters added depth to the story. (İki karakter arasındaki dolaylı ilişki, hikayeye derinlik kattı.)
Hemen Yorum Yaz