Obey İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obey İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obey (itaat etmek)

Obey means to comply with or follow a command, order, or instruction given by someone in a position of authority.

Examples:

  1. You must obey your parents’ rules. (Ebeveynlerinizin kurallarına uymalısınız.)
  2. The soldiers are expected to obey their commanding officer. (Askerler, komutanlarına itaat etmeleri bekleniyor.)
  3. Drivers must obey traffic signals. (Sürücüler trafik işaretlerine uymalıdır.)
  4. Employees are required to obey company policies. (Çalışanlar, şirket politikalarına uymak zorundadır.)
  5. Children must obey their teachers in school. (Okuldaki çocuklar öğretmenlerine itaat etmek zorundadırlar.)
  6. The citizens are expected to obey the laws of the country. (Vatandaşlar ülkenin yasalarına uymaları beklenir.)
  7. The employees were disciplined for not obeying safety regulations. (Çalışanlar, güvenlik düzenlemelerine uymadıkları için disipline edildi.)
  8. Students must obey the school’s dress code. (Öğrenciler okulun kıyafet kurallarına uymalıdırlar.)
  9. Soldiers are trained to obey without question. (Askerler, sorgusuz sualsiz itaat etmek için eğitilirler.)
  10. The dog was trained to obey his owner’s commands. (Köpek sahibinin komutlarına uymak için eğitildi.)
  11. Passengers are required to obey the flight crew’s instructions. (Yolcuların uçuş ekibinin talimatlarına uymaları gerekiyor.)
  12. You should obey the speed limit to avoid getting a ticket. (Bir ceza almak için hız sınırına uymalısınız.)
  13. The workers were fired for not obeying the company’s code of conduct. (İşçiler, şirketin davranış kurallarına uymadıkları için işten çıkarıldılar.)
  14. As a citizen, it is your duty to obey the law. (Bir vatandaş olarak, yasaya uymak senin görevindir.)
  15. The students were punished for not obeying the teacher’s instructions. (Öğ

renciler, öğretmenin talimatlarına uymadıkları için cezalandırıldılar.)
16. The company policy requires employees to obey the dress code. (Şirket politikası, çalışanların kıyafet kurallarına uymalarını gerektirir.)

  1. The prisoner refused to obey the guard’s orders. (Tutsak, bekçinin emirlerine uymayı reddetti.)
  2. The athlete must obey the rules of the game. (Sporcu, oyun kurallarına uymak zorundadır.)
  3. Children should obey their elders. (Çocuklar büyüklerine itaat etmelidirler.)
  4. The employee was terminated for failing to obey the company’s code of ethics. (Çalışan, şirketin etik kurallarına uymadığı için işten çıkarıldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.