Noise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Noise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Noise ile ilgili cümleler

Anlam: Gürültü, sesten oluşan rahatsız edici bir kargaşa.

1. The noise of the traffic outside was driving me crazy. (Dışarıdaki trafik gürültüsü beni delirtiyordu.)
2. She couldn’t concentrate on her work because of the noise her co-worker was making. (İş arkadaşının yaptığı gürültü nedeniyle işine odaklanamadı.)
3. The concert was so loud that my ears were ringing with noise. (Konser çok yüksek sesle olduğundan kulaklarım gürültüyle çınlıyordu.)
4. The noise of the construction work next door was unbearable. (Komşu inşaatının gürültüsü dayanılmazdı.)
5. I put on noise-canceling headphones to block out the noise of the airplane engine. (Uçak motorunun gürültüsünü engellemek için gürültü engelleme kulaklığı taktım.)
6. The noise of the thunderstorm was frightening. (Gök gürültüsü korkutucuydu.)
7. The noise from the party next door kept me up all night. (Komşudaki parti gürültüsü beni tüm gece uykusuz bıraktı.)
8. The noise of the screaming child was very disturbing. (Çığlık atan çocuğun gürültüsü çok rahatsız ediciydi.)
9. The noise of the animals at the zoo was fascinating. (Hayvanların gürültüsü hayvanat bahçesinde çok ilginçti.)
10. The noise of the alarm clock woke me up early. (Alarmın gürültüsü beni erken uyandırdı.)
11. I tried to read, but the noise of my brother’s video game was too distracting. (Okumaya çalıştım ama kardeşimin video oyununun gürültüsü çok dikkatimi dağıtıyordu.)
12. The noise of the car engine was so loud that I couldn’t hear the radio. (Araba motorunun gürültüsü o kadar yüksekti ki radyoyu duyamıyordum.)
13. The noise of the wind outside made me feel cold. (Dışarıdaki rüzgarın gürültüsü beni üşüttü.)
14. The noise of the teacher’s voice made the students fall asleep in class. (Öğretmenin sesinin gürültüsü öğrencileri sınıfta uyutmaya yetti.)
15. The noise of the crowd at the football game was deafening. (Futbol maçındaki kalabalığın gürültüsü sağır ediciydi.)
16. The noise of the ocean waves was calming. (Deniz dalgalarının gürültüsü sakinleştiriciydi.)
17. The noise of the fire trucks woke the whole neighborhood. (İtfaiye arabalarının gürültüsü tüm mahalleyi uyandırdı.)
18. The noise of the party upstairs was getting louder and louder. (Üst kattaki partinin gürültüsü gitgide yüks

19. The noise of the blender made it hard to hear what my friend was saying. (Blenderın gürültüsü arkadaşımın ne dediğini duymamı zorlaştırdı.)
20. The noise of the fireworks was beautiful to see and hear. (Havai fişeklerinin gürültüsü görülmeye ve duyulmaya değerdi.)