Nevertheless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nevertheless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Nevertheless” Türkçe Anlamı:

“Nevertheless”, “yine de”, “ancak”, “bununla birlikte” gibi anlamlara sahip bir bağlaçtır. Bir cümlede önceki ifadenin karşıt anlamını vurgulamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. Nevertheless, she decided to go to the party. (Yine de, partiye gitmeye karar verdi.)

2. Bu film çok sıkıcıydı, nevertheless sonuna kadar izledim. (Despite being very boring, I watched the film until the end nevertheless.)

3. Onlar son dakikada geldiler, nevertheless herkes mutlu bir şekilde kutlamayı sürdürdü. (They came at the last minute, nevertheless everyone continued to celebrate happily.)

4. Bu yolda trafik kazaları çok oluyor, nevertheless insanlar hala hızlı araba sürmeye devam ediyorlar. (There are many traffic accidents on this road, nevertheless people still continue to drive fast.)

5. O sınavda kötü bir not aldı, nevertheless başka bir şansı olduğunu düşünüyor. (He got a bad grade in that exam, nevertheless he thinks he has another chance.)

6. Ben asla onunla aynı fikirde olamam, nevertheless onunla arkadaş kalmaya devam edeceğim. (I can never agree with him, nevertheless I will continue to be friends with him.)

7. Benim arabam eski ama nevertheless hala çok iyi çalışıyor. (My car is old but nevertheless it still works very well.)

8. Çok yorgunum, nevertheless egzersiz yapmaya devam edeceğim. (I am very tired, nevertheless I will continue to exercise.)

9. Geç kaldığım için özür dilerim, nevertheless toplantıya katılabileceğim. (I’m sorry for being late, nevertheless I can attend the meeting.)

10. Çok

    düşündüm ama nevertheless yanlış karar aldığımı fark ettim. (I thought a lot but nevertheless I realized that I made the wrong decision.)

11. Oyuncaklarını toplamadığı için kızdım ama nevertheless ona yardım etmeye devam edeceğim. (I got angry because he didn’t clean up his toys but nevertheless I will continue to help him.)

12. Benimle tartışmaya devam edebilirsin ama nevertheless benim fikrimi değiştiremezsin. (You can continue to argue with me but nevertheless you can’t change my opinion.)

13. Benim işim zor ama nevertheless çok keyifli. (My job is difficult but nevertheless very enjoyable.)

14. Yağmur yağıyor ama nevertheless piknik yapmaya karar verdik. (It’s raining but nevertheless we decided to have a picnic.)

15. O kızgın ama nevertheless ona yardım edeceğim. (She’s angry but nevertheless I will help her.)

16. O sınavı geçemedi ama nevertheless çok çalışmaya devam ediyor. (He couldn’t pass the exam but nevertheless he continues to work hard.)

17. Benimle aynı fikirde olmadığına üzüldüm ama nevertheless onu anlıyorum. (I was sad that he didn’t agree with me but nevertheless I understand him.)

18. O gece yarısı eve geldi ama nevertheless hala çok enerjikti. (He came home at midnight but nevertheless he was still very energetic.)

19. Benim köpeğim çok huysuz ama nevertheless onu çok seviyorum. (My dog is very grumpy but nevertheless I love him very much.)