Monstrosity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Monstrosity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Monstrosity Nedir?

Monstrosity, anormal, korkutucu, iğrenç veya çirkin bir şey olarak tanımlanabilir.

  1. The abandoned building was a monstrosity in the middle of the city. (Terkedilmiş bina, şehrin ortasında bir canavar gibi duruyordu.)
  2. The creature in the horror movie was a true monstrosity. (Korku filmindeki yaratık gerçek bir canavardı.)
  3. The politician’s behavior was a political monstrosity. (Politikacının davranışı bir siyasi iğrençlikti.)
  4. The factory’s pollution was a monstrosity for the environment. (Fabrikanın kirliliği çevre için bir canavardı.)
  5. The giant statue of the dictator was a monstrosity in the middle of the city square. (Diktatörün dev heykeli şehir meydanında bir canavar gibi duruyordu.)
  6. The abandoned ship was a monstrosity on the beach. (Terkedilmiş gemi plajda bir canavar gibi duruyordu.)
  7. The new skyscraper was a monstrosity compared to the surrounding buildings. (Yeni gökdelen, çevredeki binalara göre bir canavar gibiydi.)
  8. The famous artist’s latest sculpture was a monstrosity that nobody understood. (Ünlü sanatçının son heykeli kimse tarafından anlaşılmayan bir canavardı.)
  9. The experimental car design was a monstrosity that nobody wanted to buy. (Deneyimsel araba tasarımı kimse tarafından satın alınmak istenmeyen bir canavardı.)
  10. The war crime committed by the soldier was a true monstrosity. (Asker tarafından işlenen savaş suçu gerçek bir canavardı.)
  11. The new bridge was a monstrosity that ruined the beautiful landscape. (Yeni köprü, güzel manzarayı bozan bir canavar gibiydi.)
  12. The abandoned amusement park was a monstrosity of rusted metal and decaying wood. (Terkedilmiş eğlence parkı paslanmış metal ve çürüyen ahşap bir canavar gibiydi.)
  13. The new fashion trend was a monstrosity that nobody wanted to wear. (Yeni moda trendi kimse tarafından giyilmek istenmeyen bir canavardı.)
  14. The new hairstyle was a monstrosity that looked ridiculous. (Yeni saç modeli aptalca görünen bir canavardı.)
  15. The new building was a monstrosity of concrete and steel that clashed with the surrounding architecture. (Yeni bina, çevredeki mimariyle çatışan beton ve çelik bir canavar gibiydi.)
  16. The experimental aircraft was a monstrosity that crashed on its first test flight. (Deneyimsel uçak ilk test uçuşunda düşen bir canavar gibiydi.)
  17. The abandoned industrial complex was a monstrosity of rusted machinery and crumbling concrete. (Terkedilmiş endüstriyel kompleks paslanmış makineler ve çöken beton bir canavar gib
  1. The monster in the horror video game was a terrifying monstrosity that chased the player relentlessly. (Korku video oyunundaki canavar oyuncuyu acımasızca takip eden korkunç bir canavardı.)
  2. The experimental genetic modification was a monstrosity that resulted in horrific mutations. (Deneyimsel genetik modifikasyon korkunç mutasyonlara neden olan bir canavar gibiydi.)
  3. The city’s new art installation was a monstrosity that sparked controversy and debate among the residents. (Şehrin yeni sanat eseri, sakinler arasında tartışmalara ve anlaşmazlıklara neden olan bir canavar gibiydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.