Modest İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Modest İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Modest Nedir?

Modest kelimesi, alçakgönüllü, mütevazı anlamına gelir. Bir kişinin kendisi hakkında aşırı övünmemesi ve başkalarına karşı saygılı davranması anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She is very modest and doesn’t like to show off her accomplishments. (O, çok mütevazı ve başarılarını sergilemekten hoşlanmaz.)
  2. The company CEO is known for his modest lifestyle, despite his enormous wealth. (Şirket CEO’su, büyük servetine rağmen mütevazi yaşam tarzıyla tanınır.)
  3. My modest income doesn’t allow me to travel as much as I’d like to. (Benim mütevazi gelirim, istediğim kadar seyahat etmeme izin vermiyor.)
  4. She always wears modest clothing that covers most of her body. (O, her zaman vücudunun çoğunu kaplayan mütevazi kıyafetler giyer.)
  5. He is a modest person and never boasts about his achievements. (O, mütevazi bir insandır ve başarıları hakkında asla övünmez.)
  6. The house they live in is quite modest, but it’s cozy and comfortable. (Yaşadıkları ev oldukça mütevazi, ama rahat ve konforludur.)
  7. She was raised to be modest and respectful towards others. (O, başkalarına karşı mütevazi ve saygılı olması için yetiştirildi.)
  8. The restaurant’s prices are very modest, considering the quality of the food. (Restoranın fiyatları, yemeğin kalitesi göz önüne alındığında çok mütevazi.)
  9. He accepted the award with a modest speech, thanking his team and supporters. (O, takdiri takdir eden bir konuşma yaparak takımına ve destekçilerine teşekkür etti.)
  10. She has a modest talent for singing, but she enjoys it nonetheless. (O, mütevazi bir şarkı söyleme yeteneğine sahip, ancak yine de keyif alıyor.)
  11. Despite his modest background, he worked hard and achieved great success in his career. (Mütevazi geçmişine rağmen, çalışkanlıkla kariyerinde büyük başarılar elde etti.)
  12. The hotel offers modest accommodations, but they are clean and comfortable. (Otel mütevazi konaklama imkanları sunar, ancak temiz ve rahattırlar.)
  13. She always speaks in a modest tone, never raising her voice. (O, her zaman mütevazi bir tonla konuşur, sesini yükseltmez.)
  14. The museum’s collection may be modest in size, but it contains some rare and valuable pieces. (Müzenin koleksiyonu boyut olarak mütevazi olabilir, ancak nadir ve değerli parçalar içerir.)
  15. He has a modest personality and never seeks attention or praise. (O, mütevazi bir kişiliğe sahiptir ve asla dikkat veya övgü aramaz
  1. The bride wore a modest wedding dress that was elegant and understated. (Gelin, zarif ve sade bir şekilde tasarlanmış mütevazi bir gelinlik giydi.)
  2. He made a modest proposal for improving the company’s productivity. (O, şirketin üretkenliğini artırmak için mütevazi bir öneri sunmuştur.)
  3. She has a modest garden, but it’s filled with beautiful flowers and plants. (O, mütevazi bir bahçesi var, ancak güzel çiçekler ve bitkilerle dolu.)
  4. The team celebrated their modest victory with a small party. (Takım, mütevazi zaferini küçük bir partiyle kutladı.)
  5. The author’s writing style is modest and unassuming, but his stories are powerful and moving. (Yazarın yazım stili mütevazi ve alçakgönüllüdür, ancak hikayeleri güçlü ve etkileyicidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.