Mix İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Mix İle İlgili Cümleler
Mix, karıştırmak veya birleştirmek anlamına gelir. Aşağıda, mix kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler bulabilirsiniz.
- I love to mix different spices when I cook. (Yemek yaparken farklı baharatları karıştırmayı severim.)
- The DJ is going to mix some old and new songs tonight. (DJ bu gece eski ve yeni şarkıları birleştirecek.)
- We need to mix the paint thoroughly before we start painting. (Boyamaya başlamadan önce boyayı tamamen karıştırmamız gerekiyor.)
- The recipe calls for us to mix the flour and sugar together. (Tarifte, unu ve şekeri birleştirmemiz isteniyor.)
- The teacher likes to mix up the seating chart every week. (Öğretmen her hafta oturma planını değiştirmeyi sever.)
- The bartender is going to mix us some cocktails. (Barmaid bize bazı kokteyller hazırlayacak.)
- Can you mix the blue and yellow paint to make green? (Mavi ve sarı boyayı karıştırarak yeşil yapabilir misin?)
- The company wants to mix traditional and modern marketing techniques. (Şirket geleneksel ve modern pazarlama tekniklerini birleştirmek istiyor.)
- She always mixes up her twins’ names. (O, ikizlerin adlarını karıştırır.)
- I like to mix different genres of books when I read. (Okurken farklı türlerde kitapları karıştırmayı severim.)
- The bartender accidentally mixed up our orders. (Barmaid yanlışlıkla siparişlerimizi karıştırdı.)
- Let’s mix the brownie batter until it’s smooth. (Kahverengi hamur karışımını pürüzsüz olana kadar karıştıralım.)
- The artist likes to mix different colors to create unique paintings. (Sanatçı, benzersiz resimler yaratmak için farklı renkleri karıştırmayı sever.)
- I need to mix up my workout routine to challenge myself. (Kendimi zorlamak için antrenman rutinimi değiştirmem gerekiyor.)
- The band is going to mix some of their classic songs with new ones. (Grup, klasik şarkılarını yeni şarkılarla birleştirecek.)
- The chef mixed together some unusual ingredients to create a unique dish. (Şef, farklı malzemeleri karıştırarak benzersiz bir yemek yaratmış.)
- I accidentally mixed up my phone charger with my friend’s. (Telefon şarj cihazımı yanlışlıkla arkadaşımınkiyle karıştırdım.)
- She likes to mix up her wardrobe by adding bold accessories. (O, cesur aksesuarlar ekleyerek gardırobunu karıştırmayı sever.)
- The engineer is trying to mix different materials to create a stronger alloy. (Mühendis, daha güçlü bir alaşım olu
- The company decided to mix things up and restructure the departments. (Şirket, işleri karıştırmaya ve bölümleri yeniden yapılandırmaya karar verdi.)
(Hint: İngilizce örnek cümleleri mavi ve kalın HTML etiketi ile yazabilirsiniz.)
Hemen Yorum Yaz