Misogynistic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Misogynistic Nedir?
Misogynistic, kadın düşmanlığı anlamına gelir ve kadınların aşağılanması, hor görülmesi ve ayrımcılığına işaret eder.
Örnek Cümleler:
- Misogynistic comments have no place in a civilized society. (Kadın düşmanı yorumlar, medeni bir toplumda yer almaz.)
- It’s disappointing to see such misogynistic attitudes still exist in the workplace. (İş yerinde hala böyle kadın düşmanı tutumların var olması hayal kırıklığı yarattı.)
- The movie was criticized for its misogynistic portrayal of women. (Film, kadınların kadın düşmanı tasvirleri için eleştirildi.)
- He was accused of making misogynistic comments towards his female colleagues. (Kadın meslektaşlarına yönelik kadın düşmanı yorumlar yapmakla suçlandı.)
- The lyrics of the song were considered misogynistic by many people. (Şarkının sözleri birçok insan tarafından kadın düşmanı olarak kabul edildi.)
- She refused to work for a boss with a misogynistic attitude towards women. (Kadınlara karşı kadın düşmanı tutuma sahip bir patronla çalışmayı reddetti.)
- The newspaper was criticized for publishing a misogynistic article about women. (Gazete, kadınlar hakkında kadın düşmanı bir makale yayınladığı için eleştirildi.)
- His misogynistic views were not well received by the audience. (Onun kadın düşmanı görüşleri, izleyiciler tarafından iyi karşılanmadı.)
- It’s time to put an end to misogynistic behavior towards women. (Kadınlara yönelik kadın düşmanı davranışlara son verme zamanı geldi.)
- The company was criticized for its misogynistic hiring practices. (Şirket, kadın düşmanı işe alma uygulamaları nedeniyle eleştirildi.)
- She was tired of dealing with =”color:blue”>misogynistic behavior from her male coworkers. (Erkek meslektaşlarından gelen kadın düşmanı davranışlarla başa çıkmaktan yorulmuştu.)
- The politician’s misogynistic remarks caused a lot of controversy. (Si<ş>politikacının kadın düşmanı açıklamaları büyük tartışmalara neden oldu.)
- Her experience with misogynistic behavior in the workplace led her to become an advocate for women’s rights. (İşyerindeki kadın düşmanı davranışlara maruz kalması, kadın hakları savunucusu olmasına neden oldu.)
- The movie industry has been criticized for its misogynistic treatment of female characters. (Film endüstrisi, kadın karakterlerin kadın düşmanı muamelesi görmesi nedeniyle eleştirildi.)
- His misogynistic behavior towards his wife eventually led to their divorce. (Eşine karşı gösterdiği kadın düşmanı davranışlar sonunda boşanmalarına neden oldu.)
- The university was criticized for its lack of action against misogynistic behavior on campus. (Kampüsteki kadın düşmanı davranışlara karşı hiçbir eylemde bulunmamakla eleştirildi.)
- She was shocked to find out that her boss held misogynistic beliefs. (Patronunun kadın düşmanı inançlara sahip olduğunu öğrenmekten şok oldu.)
- The comedian’s misogynistic jokes were not well received by the audience. (Komedyenin kadın düşmanı şakaları izleyiciler tarafından iyi karşılanmadı.)
- She was tired of dealing with misogynistic behavior from her male superiors. (Erkek üstlerinden gelen kadın düşmanı davranışlarla başa çıkmaktan yorulmuştu.)
- The company’s misogynistic policies were exposed by a former employee. (Şirketin kadın düşmanı politikaları eski bir çalışan tarafından ortaya çıkarıldı.)
Hemen Yorum Yaz