Miscreant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Miscreant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Miscreant

Miscreant, bir kişinin ya da davranışın ahlaki ya da dini değerlere uymayan, kötü niyetli olduğunu ifade eden bir kelime olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. He was labeled a miscreant after he stole money from the charity fund. (O, hayır kurumundan para çaldıktan sonra bir miscreant olarak adlandırıldı.)
  2. The miscreant was caught on camera stealing from the store. (Mağazadan çalarken kameralara yakalanan miscreant yakalandı.)
  3. She was accused of being a miscreant for breaking into her neighbor’s house. (Komşusunun evine girdiği için bir miscreant olarak suçlandı.)
  4. The miscreant tried to deny his involvement in the crime. (Miscreant suçla ilgisi olmadığını iddia etmeye çalıştı.)
  5. The villagers considered the outsider a miscreant for his strange behavior. (Köylüler yabancıyı garip davranışlarından dolayı bir miscreant olarak kabul ettiler.)
  6. The miscreant was punished severely for his actions. (Eylemleri nedeniyle miscreant ağır bir cezaya çarptırıldı.)
  7. The miscreant was known for his malicious pranks. (Miscreant, kötü niyetli şakalarıyla tanınıyordu.)
  8. The community ostracized the miscreant for his unethical behavior. (Topluluk miscreant’ı ahlaki davranışlarından dolayı dışladı.)
  9. The miscreant apologized for his actions, but it was too late. (Miscreant, eylemleri için özür diledi ama artık çok geçti.)
  10. The judge deemed the miscreant a danger to society and sentenced him to life in prison. (Yargıç, miscreant’ı topluma bir tehlike olarak gördü ve onu ömür boyu hapse mahkum etti.)
  11. The miscreant’s reputation was ruined after the scandal. (Skandalın ardından miscreant’ın itibarı yerle bir oldu.)
  12. The miscreant’s behavior was unacceptable in a civilized society. (Miscreant’ın davranışları medeni bir toplumda kabul edilemezdi.)
  13. The miscreant was expelled from the school for his disruptive behavior. (Okuldaki huzursuz davranışları nedeniyle miscreant okuldan uzaklaştırıldı.)
  14. The miscreant was arrested for vandalism. (Miscreant, vandalizm nedeniyle tutuklandı.)
  15. The miscreant was a habitual liar and nobody trusted him. (Miscreant, alışkanlık haline getirdiği yalanlarıyla kimse ona güvenmiyordu.)
  16. The miscreant’s actions caused irreparable damage to the company’s reputation. (Miscreant’ın eylemleri şirketin itibarına geri dönüşü olmayacak bir zarar verdi.)
  17. The miscreant’s selfishness caused him to lose all of his friends. (Miscreant’ın bencilli

liği tüm arkadaşlarını kaybetmesine sebep oldu.)
18. The miscreant’s behavior was a disgrace to his family. (Miscreant’ın davranışları ailesi için bir utanç kaynağıydı.)

  1. The miscreant’s lack of remorse showed that he had no respect for others. (Miscreant’ın pişmanlık göstermemesi başkalarına saygısı olmadığını gösteriyordu.)
  2. The miscreant’s actions were so heinous that even his own family disowned him. (Miscreant’ın eylemleri o kadar korkunçtu ki kendi ailesi bile onu reddetti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.