Misapprehension İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Misapprehension İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Misapprehension Nedir?

Misapprehension, bir şeyi yanlış anlamak veya yanlış anlamak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. There seems to be a misapprehension about what the new policy entails. (Yeni politikanın ne anlama geldiği konusunda bir yanılgı var gibi görünüyor.)
  2. I’m sorry for any misapprehension I may have caused. (Yaratabileceğim herhangi bir yanılgı için üzgünüm.)
  3. His misapprehension of the situation led to a series of mistakes. (Durumun yanlış anlaşılması bir dizi hataya neden oldu.)
  4. We need to clear up this misapprehension before it causes any more problems. (Daha fazla soruna neden olmadan bu yanılgıyı açıklığa kavuşturmamız gerekiyor.)
  5. Her misapprehension of the instructions resulted in a poorly written paper. (Talimatları yanlış anlaması, kötü yazılmış bir makaleye yol açtı.)
  6. There was a misapprehension that the concert was canceled, but it was just postponed. (Konserin iptal edildiği yanlış anlaşıldı, ancak sadece ertelendi.)
  7. The misapprehension of the facts led to a wrongful conviction. (Gerçeklerin yanlış anlaşılması yanlış bir mahkumiyete neden oldu.)
  8. This misapprehension could have been avoided if we had communicated more clearly. (Bu yanılgı, daha net iletişim kurmuş olsaydık önlenebilirdi.)
  9. The misapprehension that all lawyers are rich is a common one. (Tüm avukatların zengin olduğu yanlış anlaşılması yaygındır.)
  10. The misapprehension of the text’s meaning led to a failed test. (Metnin anlamının yanlış anlaşılması, başarısız bir sınava yol açtı.)
  11. We need to address this misapprehension in our next meeting. (Bu yanlışı bir sonraki toplantımızda ele almamız gerekiyor.)
  12. His misapprehension of the language led to several embarrassing situations. (Dilin yanlış anlaşılması birkaç utanç verici duruma neden oldu.)
  13. The misapprehension that all scientists are atheists is a common stereotype. (Tüm bilim adamlarının ateist olduğu yanılgısı yaygın bir klişedir.)
  14. The misapprehension that she was the boss caused confusion among the team. (Patron olduğu yanlış anlaşıldığında takım arasında kafa karışıklığına neden oldu.)
  15. Her misapprehension of the cultural norms led to some awkward moments during her visit. (Kültürel normları yanlış anlaması, ziyareti sırasında bazı garip anlara neden oldu.)
  16. The misapprehension that the company was going bankrupt caused a panic among the employees. (Şirketin iflas edeceği yanlış anlaşılması, çalışanlar arasında pan

ik yarattı.)
17. His misapprehension of the project goals resulted in a lot of wasted time and resources. (Proje hedeflerinin yanlış anlaşılması, birçok boşa harcanmış zaman ve kaynağa neden oldu.)

  1. We need to correct this misapprehension before it spreads any further. (Daha fazla yayılmadan önce bu yanılgıyı düzeltmemiz gerekiyor.)
  2. The misapprehension that all politicians are corrupt is a damaging stereotype. (Tüm siyasetçilerin yozlaşmış olduğu yanılgısı zararlı bir klişedir.)
  3. This misapprehension highlights the importance of clear communication in any relationship. (Bu yanılgı, herhangi bir ilişkide net iletişimin önemini vurgular.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.