Misapprehension İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Misapprehension Nedir?
Misapprehension, bir şeyi yanlış anlamak veya yanlış anlamak anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- There seems to be a misapprehension about what the new policy entails. (Yeni politikanın ne anlama geldiği konusunda bir yanılgı var gibi görünüyor.)
- I’m sorry for any misapprehension I may have caused. (Yaratabileceğim herhangi bir yanılgı için üzgünüm.)
- His misapprehension of the situation led to a series of mistakes. (Durumun yanlış anlaşılması bir dizi hataya neden oldu.)
- We need to clear up this misapprehension before it causes any more problems. (Daha fazla soruna neden olmadan bu yanılgıyı açıklığa kavuşturmamız gerekiyor.)
- Her misapprehension of the instructions resulted in a poorly written paper. (Talimatları yanlış anlaması, kötü yazılmış bir makaleye yol açtı.)
- There was a misapprehension that the concert was canceled, but it was just postponed. (Konserin iptal edildiği yanlış anlaşıldı, ancak sadece ertelendi.)
- The misapprehension of the facts led to a wrongful conviction. (Gerçeklerin yanlış anlaşılması yanlış bir mahkumiyete neden oldu.)
- This misapprehension could have been avoided if we had communicated more clearly. (Bu yanılgı, daha net iletişim kurmuş olsaydık önlenebilirdi.)
- The misapprehension that all lawyers are rich is a common one. (Tüm avukatların zengin olduğu yanlış anlaşılması yaygındır.)
- The misapprehension of the text’s meaning led to a failed test. (Metnin anlamının yanlış anlaşılması, başarısız bir sınava yol açtı.)
- We need to address this misapprehension in our next meeting. (Bu yanlışı bir sonraki toplantımızda ele almamız gerekiyor.)
- His misapprehension of the language led to several embarrassing situations. (Dilin yanlış anlaşılması birkaç utanç verici duruma neden oldu.)
- The misapprehension that all scientists are atheists is a common stereotype. (Tüm bilim adamlarının ateist olduğu yanılgısı yaygın bir klişedir.)
- The misapprehension that she was the boss caused confusion among the team. (Patron olduğu yanlış anlaşıldığında takım arasında kafa karışıklığına neden oldu.)
- Her misapprehension of the cultural norms led to some awkward moments during her visit. (Kültürel normları yanlış anlaması, ziyareti sırasında bazı garip anlara neden oldu.)
- The misapprehension that the company was going bankrupt caused a panic among the employees. (Şirketin iflas edeceği yanlış anlaşılması, çalışanlar arasında pan
ik yarattı.)
17. His misapprehension of the project goals resulted in a lot of wasted time and resources. (Proje hedeflerinin yanlış anlaşılması, birçok boşa harcanmış zaman ve kaynağa neden oldu.)
- We need to correct this misapprehension before it spreads any further. (Daha fazla yayılmadan önce bu yanılgıyı düzeltmemiz gerekiyor.)
- The misapprehension that all politicians are corrupt is a damaging stereotype. (Tüm siyasetçilerin yozlaşmış olduğu yanılgısı zararlı bir klişedir.)
- This misapprehension highlights the importance of clear communication in any relationship. (Bu yanılgı, herhangi bir ilişkide net iletişimin önemini vurgular.)
Hemen Yorum Yaz