Mirthlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Mirthlessly kelimesinin anlamı:
Mirthlessly, neşesiz veya mutsuz bir şekilde yapılan bir eylemi veya bir şeyi ifade eden bir sıfattır.
Örnek cümleler:
- He smiled mirthlessly, his heart heavy with sadness. (O, neşesizce gülümsedi, kalbi üzüntüyle doluydu.)
- The clown’s face was mirthlessly painted, hiding his true emotions. (Palyaçonun yüzü neşesizce boyanmış, gerçek duygularını gizliyordu.)
- She laughed mirthlessly, feeling nothing but emptiness inside. (O, neşesizce güldü, içinde boşluk dışında hiçbir şey hissetmedi.)
- His joke fell flat, leaving the room mirthlessly silent. (Şakası tutmadı, oda neşesizce sessiz kaldı.)
- The party was mirthlessly dull, with no one enjoying themselves. (Parti neşesizce sıkıcıydı, kimse eğlenmiyordu.)
- He recounted the story mirthlessly, not finding any humor in it. (O, hikayeyi neşesizce anlattı, içinde hiçbir mizah bulamadı.)
- The movie ended mirthlessly, leaving the audience disappointed. (Film neşesizce bitti, izleyicileri hayal kırıklığına uğrattı.)
- She smiled mirthlessly at his attempts to make her laugh. (O, onun kendisini güldürme çabalarına neşesizce gülümsedi.)
- The comedian’s routine was mirthlessly repetitive, failing to elicit any laughter. (Komedyenin rutini neşesizce tekrarlayıcıydı, hiçbir gülme tepkisi yaratamadı.)
- The day passed mirthlessly, with nothing exciting happening. (Gün neşesizce geçti, heyecan verici hiçbir şey olmadı.)
- He looked mirthlessly at the party decorations, not in the mood for celebration. (O, parti süslerine neşesizce baktı, kutlama modunda değildi.)
- The atmosphere in the room was mirthlessly tense, everyone on edge. (Odadaki hava neşesizce gerilimliydi, herkes tedirgindi.)
- She spoke mirthlessly of her recent breakup, still hurting from the experience. (O, son ayrılığından neşesizce bahsetti, hala deneyimden dolayı acı çekiyordu.)
- The audience listened mirthlessly to his speech, unimpressed by his words. (İzleyiciler konuşmasını neşesizce dinlediler, sözlerinden etkilenmediler.)
- His attempt at humor was mirthlessly received, with no one laughing. (Mizah denemesi neşesizce karşılandı, kimse gülmüyordu.)
- The day started mirthlessly, with rain pouring down from the sky. (Gün neşesizce başladı, gökyüzünden yağmur yağı
- The party guests mingled mirthlessly, not finding anything interesting to talk about. (Parti misafirleri neşesizce karıştı, konuşacak ilginç bir şey bulamadılar.)
- He watched the sunset mirthlessly, lost in thought about his problems. (O, güneşi batarken neşesizce izledi, sorunları hakkında düşüncelere daldı.)
- The comedian’s offensive jokes were mirthlessly met with silence. (Komedyenin saldırgan şakaları neşesizce sessizlikle karşılandı.)
- The story ended mirthlessly, with the protagonist’s dreams shattered. (Hikaye neşesizce bitti, kahramanın hayalleri paramparça oldu.)
(Türkçe çeviriler kalın ve siyah yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz