Mirthlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mirthlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mirthlessly kelimesinin anlamı:


Mirthlessly, neşesiz veya mutsuz bir şekilde yapılan bir eylemi veya bir şeyi ifade eden bir sıfattır.

Örnek cümleler:

  1. He smiled mirthlessly, his heart heavy with sadness. (O, neşesizce gülümsedi, kalbi üzüntüyle doluydu.)
  2. The clown’s face was mirthlessly painted, hiding his true emotions. (Palyaçonun yüzü neşesizce boyanmış, gerçek duygularını gizliyordu.)
  3. She laughed mirthlessly, feeling nothing but emptiness inside. (O, neşesizce güldü, içinde boşluk dışında hiçbir şey hissetmedi.)
  4. His joke fell flat, leaving the room mirthlessly silent. (Şakası tutmadı, oda neşesizce sessiz kaldı.)
  5. The party was mirthlessly dull, with no one enjoying themselves. (Parti neşesizce sıkıcıydı, kimse eğlenmiyordu.)
  6. He recounted the story mirthlessly, not finding any humor in it. (O, hikayeyi neşesizce anlattı, içinde hiçbir mizah bulamadı.)
  7. The movie ended mirthlessly, leaving the audience disappointed. (Film neşesizce bitti, izleyicileri hayal kırıklığına uğrattı.)
  8. She smiled mirthlessly at his attempts to make her laugh. (O, onun kendisini güldürme çabalarına neşesizce gülümsedi.)
  9. The comedian’s routine was mirthlessly repetitive, failing to elicit any laughter. (Komedyenin rutini neşesizce tekrarlayıcıydı, hiçbir gülme tepkisi yaratamadı.)
  10. The day passed mirthlessly, with nothing exciting happening. (Gün neşesizce geçti, heyecan verici hiçbir şey olmadı.)
  11. He looked mirthlessly at the party decorations, not in the mood for celebration. (O, parti süslerine neşesizce baktı, kutlama modunda değildi.)
  12. The atmosphere in the room was mirthlessly tense, everyone on edge. (Odadaki hava neşesizce gerilimliydi, herkes tedirgindi.)
  13. She spoke mirthlessly of her recent breakup, still hurting from the experience. (O, son ayrılığından neşesizce bahsetti, hala deneyimden dolayı acı çekiyordu.)
  14. The audience listened mirthlessly to his speech, unimpressed by his words. (İzleyiciler konuşmasını neşesizce dinlediler, sözlerinden etkilenmediler.)
  15. His attempt at humor was mirthlessly received, with no one laughing. (Mizah denemesi neşesizce karşılandı, kimse gülmüyordu.)
  16. The day started mirthlessly, with rain pouring down from the sky. (Gün neşesizce başladı, gökyüzünden yağmur yağı
  1. The party guests mingled mirthlessly, not finding anything interesting to talk about. (Parti misafirleri neşesizce karıştı, konuşacak ilginç bir şey bulamadılar.)
  2. He watched the sunset mirthlessly, lost in thought about his problems. (O, güneşi batarken neşesizce izledi, sorunları hakkında düşüncelere daldı.)
  3. The comedian’s offensive jokes were mirthlessly met with silence. (Komedyenin saldırgan şakaları neşesizce sessizlikle karşılandı.)
  4. The story ended mirthlessly, with the protagonist’s dreams shattered. (Hikaye neşesizce bitti, kahramanın hayalleri paramparça oldu.)

(Türkçe çeviriler kalın ve siyah yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.