Milquetoast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Milquetoast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Milquetoast Nedir?

Milquetoast, zayıf karakterli, korkak ve karar veremeyen bir kişiyi tanımlamak için kullanılan bir İngilizce kelime. Bu kelime, Amerikalı çizer Harold T. Webster tarafından yarattığı aynı isimli çizgi roman karakterinden türetilmiştir.

Örnek Cümleler:

  1. John is such a milquetoast that he can’t even stand up for himself. (John o kadar korkak ki, kendisi için bile dik duramıyor.)
  2. Mary’s milquetoast personality made her an easy target for bullies. (Mary’nin zayıf karakteri onu zorbalar için kolay bir hedef haline getirdi.)
  3. The company’s milquetoast response to the crisis did not inspire confidence in its stakeholders. (Şirketin krize verdiği zayıf tepki, paydaşlarında güven uyandırmadı.)
  4. It’s hard to imagine a milquetoast like him being a successful CEO. (Onun gibi korkak birinin başarılı bir CEO olabilmesi zor düşünülebilir.)
  5. Milquetoasts often find themselves being taken advantage of by others. (Korkaklar genellikle başkaları tarafından sömürülme durumunda kalırlar.)
  6. Being a milquetoast, he always defers to others instead of taking charge. (Korkak olması nedeniyle, her zaman başkalarına boyun eğer ve sorumluluk almaz.)
  7. The milquetoast response from the government to the pandemic was widely criticized. (Pandemiye hükümetin zayıf tepkisi geniş çapta eleştirildi.)
  8. Milquetoasts often have trouble standing up for themselves in personal relationships. (Korkaklar genellikle kişisel ilişkilerinde kendilerini savunmakta zorluk çekerler.)
  9. The politician’s milquetoast stance on climate change failed to impress voters. (Politikacının iklim değişikliği konusundaki zayıf tutumu seçmenleri etkileyemedi.)
  10. The milquetoast protagonist of the story finally finds the courage to take action. (Hikayenin korkak kahramanı sonunda cesaretini toplayarak harekete geçiyor.)
  11. Milquetoasts often avoid confrontation at all costs. (Korkaklar genellikle her türlü çatışmadan kaçınırlar.)
  12. The company’s milquetoast marketing campaign failed to generate any interest in the product. (Şirketin zayıf pazarlama kampanyası ürüne ilgi uyandıramadı.)
  13. It’s frustrating to work with a milquetoast who can’t make a decision. (Karar veremeyen bir korkakla çalışmak sinir bozucu olabilir.)
  14. The milquetoast response from the police department to the protests only made things worse. (Polis departmanının protestolara verdiği zayıf yanıt, işleri daha da kötüleştirdi.)
  15. The milquetoast leader

of the political party was criticized for his lack of strong leadership. (Siyasi partinin korkak lideri güçlü liderlik eksikliği nedeniyle eleştirildi.)
16. Milquetoasts often struggle with self-confidence and assertiveness. (Korkaklar genellikle özgüven ve kendini ifade etme konusunda zorluk çekerler.)

  1. The milquetoast behavior of the teacher allowed the students to run wild in the classroom. (Öğretmenin korkak davranışı sınıfta öğrencilerin kontrolden çıkmasına neden oldu.)
  2. The company’s milquetoast approach to innovation resulted in it falling behind its competitors. (Şirketin yenilik konusunda zayıf yaklaşımı, rakiplerinin gerisinde kalmasına neden oldu.)
  3. Milquetoasts often avoid taking risks or trying new things. (Korkaklar genellikle risk almaktan veya yeni şeyler denemekten kaçınırlar.)
  4. The milquetoast nature of the negotiations led to a disappointing outcome for both parties. (Müzakerelerin korkak doğası, her iki taraf için de hayal kırıklığına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.