Mileage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mileage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mileage İle İlgili Cümleler

Mileage, Türkçe karşılığı kilometre olarak bilinen bir kelime olup, bir aracın ya da bir cihazın kaç kilometre yol yaptığını ifade etmek için kullanılır.

1. I always check the mileage before buying a used car. (Kullanılmış bir araba satın almadan önce her zaman kilometreyi kontrol ederim.)
2. The high mileage on the car made me hesitant to buy it. (Arabadaki yüksek kilometre, onu almam konusunda beni tereddüt ettirdi.)
3. The company car has a very low mileage. (Şirket arabasının kilometresi çok düşük.)
4. He keeps a record of the mileage on his motorcycle. (Motosikletinin kilometre bilgisini kaydeder.)
5. I need to get an oil change since the mileage on my car has reached 5000km. (Arabamın kilometresi 5000 km’ye ulaştığı için yağ değiştirmem gerekiyor.)
6. The car rental agency charged extra for exceeding the mileage limit. (Araç kiralama şirketi, kilometre limitini aşmak için ek ücret talep etti.)
7. The mileage on the odometer showed that the car had been driven for 100,000 kilometers. (Kilometre sayaçtaki kilometre, arabada 100.000 kilometre yol gidildiğini gösterdi.)
8. The manufacturer claims that this car has a fuel efficiency of 30 miles per gallon mileage. (Üretici, bu aracın 30 mil/galonluk bir kilometre verimliliğine sahip olduğunu iddia ediyor.)
9. The mechanic suggested replacing the timing belt after reaching a certain mileage. (Mekanik, belirli bir kilometre sonra zamanlama kayışının değiştirilmesini önerdi.)
10. The fuel gauge indicates the current mileage of the car. (Yakıt göstergesi, aracın mevcut kilometre bilgisini gösterir.)
11. I keep track of my car’s mileage in a notebook. (Aracımın kilometre bilgisini bir defterde takip ediyorum.)
12. The old car has a very high mileage and needs a lot of repairs. (Eski arabanın kilometresi çok yüksek ve birçok tamirata ihtiyacı var.)
13. The car manufacturer offers a warranty for up to 100,000 miles of mileage. (Araç üreticisi, 100.000 mil kilometrelik garanti sunar.)
14. The car rental company charges a fee for additional mileage. (Araç kiralama şirketi, ek kilometre için ücret alır.)
15. I try to drive my car at a constant speed to improve its mileage. (Aracımın kilometre verimliliğini artırmak için sabit bir hızda sürmeye çalışırım.)
16. The new car has a low mileage and is in excellent condition. (Yeni araç düşük kilometreli ve mükemmel durumda.)
17. The driver’s log book records the mileage of the vehicle. (Sürücü günlüğü, aracın kilometre bilgisini kaydeder.)
18. The car’s mileage is

an important factor to consider when selling or buying a vehicle. (Araç satın alırken veya satarken kilometre bilgisi önemli bir faktördür.)
19. The car’s mileage may vary depending on the driving conditions. (Araç kilometre bilgisi, sürüş koşullarına göre değişebilir.)

20. The car’s manufacturer recommends regular maintenance at certain mileage intervals. (Araç üreticisi, belirli kilometre aralıklarında düzenli bakım yapılmasını önerir.)