Martinet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Martinet İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Martinet Nedir?

Martinet, insanların disiplinli bir şekilde davranmalarını sağlamak için sıkı kurallar ve cezalarla yöneten kişidir.

  1. The drill sergeant was a real martinet, never letting the soldiers slack off.

    (Tatbikat astsubayı gerçek bir disiplin adamıydı, askerlerin gevşemesine izin vermedi.)

  2. My boss is a real martinet when it comes to punctuality.

    (Patronum zamanında gelme konusunda gerçek bir disiplin adamıdır.)

  3. The headmaster was a martinet who ran the school with an iron fist.

    (Okulu demir yumrukla yöneten bir disiplin adamı olan müdür.)

  4. The coach was a real martinet, making the team practice for hours on end.

    (Antrenör, takımın saatlerce pratik yapmasını sağlayarak gerçek bir disiplin adamıydı.)

  5. The teacher was a martinet, always expecting her students to be perfectly behaved.

    (Öğretmen mükemmel davranış bekleyen bir disiplin adamıydı.)

  6. The judge was a martinet who never showed mercy to anyone who broke the law.

    (Yasağı çiğneyen kimseye merhamet etmeyen bir disiplin adamı olan hakim.)

  7. My father was a martinet who believed in strict discipline.

    (Babam sıkı disipline inanan bir disiplin adamıydı.)

  8. The prison warden was a real martinet, always making sure the inmates followed the rules.

    (Hapishane müdürü, mahkumların kurallara uymasını sağlayan gerçek bir disiplin adamıydı.)

  9. The military school was run by a martinet who believed in tough discipline.

    (Sıkı disipline inanan bir disiplin adamı tarafından yönetilen askeri okul.)

  10. The company was run by a martinet who demanded nothing but perfection from his employees.

    (Çalışanlarından mükemmellikten başka bir şey talep etmeyen bir disiplin adamı tarafından yönetilen şirket.)

  11. The captain of the ship was a martinet who ran a tight ship.

    (Sıkı bir gemi yöneten bir disiplin adamı olan gemi kaptanı.)

  12. The head chef was a real martinet who demanded the highest standards from his kitchen staff.

    (Mutfak personelinden en yük

    sek standartları talep eden gerçek bir disiplin adamı olan şef.)

  13. The dance instructor was a martinet, always making sure her students practiced until they got the steps right.

    (Öğrencilerinin adımları doğru çıkana kadar pratik yapmasını sağlayan bir disiplin adamı olan dans öğretmeni.)

  14. The conductor was a real martinet, demanding perfection from his orchestra.

    (Orkestrasından mükemmelliği talep eden gerçek bir disiplin adamı olan şef.)

  15. The coach was a martinet when it came to fitness, always pushing his players to their limits.

    (Formda olma konusunda gerçek bir disiplin adamı olan antrenör, oyuncularını sınırlarına kadar zorladı.)

  16. The boss was a martinet who expected nothing but excellence from his employees.

    (Çalışanlarından mükemmelliğin dışında hiçbir şey beklemeyen bir disiplin adamı olan patron.)

  17. The sergeant was a martinet who ran a tight ship, never tolerating any misbehavior from his subordinates.

    (Astsubay, sıkı bir disiplinle yönettiği gemisinde astlarından hiçbir yanlış davranışı tolere etmedi.)

  18. The school principal was a martinet who believed that strict discipline was the key to academic success.

    (Akademik başarının anahtarı olarak sıkı disipline inanan bir disiplin adamı olan okul müdürü.)

  19. The general was a martinet who believed that a well-disciplined army was the key to victory.

    (Zaferin anahtarı olarak iyi disiplinli bir orduya inanan bir disiplin adamı olan general.)

  20. The commander was a martinet who believed that discipline was the foundation of good leadership.

    (İyi liderliğin temelinin disiplin olduğuna inanan bir disiplin adamı olan komutan.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.