Lurch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lurch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lurch Nedir?

Lurch kelimesi Türkçe dilinde “avare” veya “mütereddit” anlamlarına gelir. Bu kelime, genellikle hareketsiz ve isteksiz bir kişiyi tarif etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. John always looks like a lurch whenever we ask him to come out with us. (John her zaman bizimle çıkmamızı istediğimizde, bir avare gibi görünüyor.)
2. He sat in his room all day with a lurch expression on his face. (Tüm gün odasında, yüzünde mütereddit bir ifadeyle oturdu.)
3. Mary’s lurch attitude towards her job is causing her to fall behind in her work. (Mary’nin işine karşı gösterdiği avare tutum, işinde geri kalmasına neden oluyor.)
4. The coach was frustrated with the team’s lurch performance during the game. (Antrenör, takımın oyun sırasında gösterdiği mütereddit performanstan dolayı hayal kırıklığına uğradı.)
5. The audience was silent, except for a few lurch coughs here and there. (Seyirciler sessizdi, sadece ara sıra birkaç avare öksürük duyuluyordu.)
6. The lurch student in the back of the classroom seemed uninterested in the lecture. (Sınıfın arkasındaki avare öğrenci, dersle ilgilenmiyormuş gibi görünüyordu.)
7. She gave a lurch nod, indicating that she was listening but not really interested. (Avare bir şekilde başını salladı, dinlediğini ancak gerçekten ilgilenmediğini belirtti.)
8. His lurch response to the question showed that he had not been paying attention. (Soruya verdiği avare cevap, dikkatini vermediğini gösterdi.)
9. The lurch movement of the boat made many passengers seasick. (Teknenin avare hareketi, birçok yolcuyu deniz hastası yaptı.)
10. Her lurch walk indicated that she was tired and didn’t want to be there. (Avare yürüyüşü, yorgun olduğunu ve orada olmak istemediğini gösterdi.)
11. The lurch of the car made the passengers feel uneasy. (Arabanın avare hareketi, yolcuları huzursuz hissettirdi.)
12. His lurch behavior at the party made everyone wonder if he was okay. (Partideki avare davranışı, herkesin onun iyi olup olmadığını merak etmesine neden oldu.)
13. The lurch manner in which he spoke suggested that he was not confident in what he was saying. (Konuştuğu avare şekil, söylediklerine güvenmediğini gösteriyordu.)
14. The lurch expression on her face told me that she was upset about something. (Yüzündeki avare ifade, bir şeylerden rahatsız olduğunu söylüyordu.)
15. The lurch response from the audience made the comedian feel like his joke was not funny. (Seyirc

inin avare tepkisi, komedyenin şakasının komik olmadığı hissetmesine neden oldu.)
16. The lurch pace of the project is causing delays. (Projenin avare hızı, gecikmelere neden oluyor.)

17. His lurch style of communication made it difficult for others to understand him. (İletişim tarzındaki avare yaklaşım, diğerlerinin onu anlamasını zorlaştırdı.)
18. The lurch tone in her voice made it clear that she was not interested in continuing the conversation. (Ses tonundaki avare ton, konuşmayı devam ettirmek istemediğini açıkça belirtti.)
19. The lurch posture of the dog suggested that it was feeling anxious or scared. (Köpeğin avare duruşu, endişeli veya korkmuş hissettiğini düşündürdü.)
20. The lurch movement of the curtains caught my attention and made me realize that the window was open. (Perdelerin avare hareketi dikkatimi çekti ve pencerenin açık olduğunu fark etmemi sağladı.)