Luck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Luck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Luck İle İlgili Cümleler

Luck, Türkçe’de şans anlamına gelmektedir. Şans, beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olumlu bir olay ya da sonuç olarak tanımlanabilir.

  1. I had the luck to find my lost wallet on the street. (Şansımı kullanarak kaybettiğim cüzdanımı buldum.)
  2. Luck wasn’t on my side when I failed the exam. (Sınavı geçemediğimde şans benimle değildi.)
  3. She owes her success to her hard work and a bit of luck. (Başarısını sıkı çalışmasına ve biraz da şansa borçludur.)
  4. Winning the lottery is a matter of luck. (Loto kazanmak tamamen şansa bağlıdır.)
  5. He was lucky to escape from the burning building. (Yanan binadan kaçmayı şansı sayesinde başardı.)
  6. I can’t believe my luck to get a promotion after just a year. (Sadece bir yıl sonra terfi etme şansımı inanamıyorum.)
  7. It was pure luck that I met my best friend in college. (Üniversitede en iyi arkadaşımı tesadüfen tanımıştım.)
  8. Luck favors the brave, they say. (Cesaretli olanların şansı yaver gider, derler.)
  9. She took a chance and luck was on her side. (Risk aldı ve şansı yaver gitti.)
  10. Sometimes, all you need is a stroke of luck. (Bazen tek ihtiyacın olan bir şansın kapısını çalmasıdır.)
  11. The team had no luck in the game and lost. (Takımın şansı maçta yoktu ve kaybettiler.)
  12. I’m crossing my fingers for good luck on my job interview tomorrow. (Yarınki iş görüşmemde iyi şans için parmaklarımı çaprazlıyorum.)
  13. Luck can be fickle, so it’s best to be prepared for any outcome. (Şans değişken olabilir, bu yüzden her sonuca hazırlıklı olmak en iyisidir.)
  14. He relied on his luck rather than his skills, and it backfired. (Yetenekleri yerine şansına güvendi ve ters tepti.)
  15. She couldn’t believe her luck when she won the raffle prize. (Çekiliş ödülünü kazandığında şansına inanamadı.)
  16. You have to be in the right place at the right time to have luck on your side. (Şansın seninle olması için doğru zamanda doğru yerde olman gerekir.)
  17. He attributed his success to hard work and a little bit of luck. (Başarısını sıkı çalışmasına ve biraz şansa bağladı.)
  18. They say luck evens out in the end, but I’m not so sure. (Şansın sonunda dengeye geleceğini söylerler, ama emin değilim.)
  19. The team’s luck changed when they brought in a new coach. (Yeni bir antrenör getirdiklerinde tak

ımın şansı değişti.)
20. Sometimes, bad luck can be a blessing in disguise. (Bazen kötü şansın arkasında iyi bir şeyler olabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.