Lowlife İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lowlife İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lowlife Nedir?

Lowlife, kelime anlamı olarak ahlaksız ve değersiz bir hayat yaşayan kişi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She was dating a lowlife who was always getting into trouble. (O, sürekli sorun çıkaran, değersiz biriyle çıkıyordu.)
  2. The neighborhood was full of lowlifes who engaged in criminal activities. (Mahalle, suç faaliyetlerine karışan, ahlaksız insanlarla doluydu.)
  3. He was fired from his job because of his lowlife behavior at work. (İş yerindeki ahlaksız davranışları nedeniyle işinden kovuldu.)
  4. The lowlife tried to steal from the convenience store, but he was caught by the police. (Ahlaksız, bakkaldan çalmaya çalıştı, ancak polis tarafından yakalandı.)
  5. She didn’t want to associate with lowlifes like him anymore. (Artık onun gibi ahlaksız insanlarla ilişki kurmak istemiyordu.)
  6. He was living the life of a lowlife, spending all his money on drugs and alcohol. (Tüm parasını uyuşturucu ve alkol için harcayan ahlaksız bir hayat yaşıyordu.)
  7. The lowlife had a criminal record and couldn’t find a job. (Ahlaksız biri sabıkalıydı ve iş bulamıyordu.)
  8. She was disgusted by his lowlife attitude towards women. (Kadınlara karşı ahlaksız tutumundan tiksinmişti.)
  9. The lowlife had no respect for authority and was always causing trouble. (Ahlaksızın otoriteye saygısı yoktu ve her zaman sorun çıkarıyordu.)
  10. He was a lowlife who had no ambition in life and was content with living off his parents. (Hayatta hiçbir hedefi olmayan ve ebeveynlerinden geçinen bir ahlaksızdı.)
  11. The lowlife was arrested for assault and battery. (Ahlaksız, saldırı ve pilaj nedeniyle tutuklandı.)
  12. She regretted getting involved with a lowlife like him. (Onun gibi ahlaksız biriyle ilişki kurduğuna pişman oldu.)
  13. The lowlife was always hanging out with the wrong crowd. (Ahlaksız, her zaman yanlış kalabalıkla takılıyordu.)
  14. He was a lowlife who didn’t care about anyone but himself. (Kendisi dışında kimseye önem vermeyen ahlaksızdı.)
  15. The lowlife was kicked out of the bar for causing a disturbance. (Ahlaksız, rahatsızlık çıkardığı için bardan atıldı.)
  16. She was shocked to find out that her best friend was dating a lowlife. (En iyi arkadaşının bir ahlaksızla çıktığını öğrenince şok oldu.)
  17. The lowlife was known for his drug addiction and criminal activities. (Ahlaksız, uyuşturucu bağımlılığı ve suç faaliyetleriyle tanınıyordu.)
  18. He was a lowlife who spent most of

his time in prison. (Hapishanede çoğu zaman geçiren ahlaksızdı.)
19. The lowlife was kicked out of the party for causing a fight. (Ahlaksız, kavga çıkardığı için partiden atıldı.)

  1. She refused to let her children be around lowlifes like him. (Çocuklarının onun gibi ahlaksız insanlarla bir arada olmasına izin vermedi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.