Locale İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Locale İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Locale

Locale, belirli bir bölgenin veya coğrafi konumun kültürel, sosyal ve dil özelliklerini ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Bu kelime, kullanıcının bilgisayarındaki veya internet sitesindeki bölgesel ayarları belirler.

Örnek Cümleler:

1. My locale is Turkey, so I speak Turkish as my first language. (Benim yerelim Türkiye’dir, bu yüzden ana dilim Türkçedir.)
2. The restaurant’s menu reflects the local cuisine of the area. (Restoranın menüsü bölgenin yerel mutfağını yansıtıyor.)
3. She loves to travel and experience different cultures in various locales around the world. (Dünyanın farklı yerlerinde farklı kültürleri deneyimlemek için seyahat etmeyi sever.)
4. The software program has language support for various locales. (Yazılım programı farklı yerel ayarlar için dil desteği sağlar.)
5. The company’s marketing strategy is tailored to the locale in which it operates. (Şirketin pazarlama stratejisi işlettiği yerel alana göre özelleştirilmiştir.)
6. The festival showcases the local music and arts scene. (Festival yerel müzik ve sanat sahnesini sergiliyor.)
7. The museum highlights the history and traditions of the local community. (Müze yerel toplumun tarihini ve geleneklerini vurguluyor.)
8. The weather conditions vary greatly depending on the locale. (Hava koşulları yerel bölgeye bağlı olarak büyük ölçüde değişir.)
9. The hotel’s decor is inspired by the locale’s natural beauty. (Otelin dekoru yerel doğal güzelliğinden ilham alınarak tasarlandı.)
10. The website automatically detects the user’s locale and displays content in the appropriate language. (Web sitesi otomatik olarak kullanıcının yerel ayarlarını tespit eder ve içeriği uygun dilde gösterir.)
11. The shop sells locally sourced products. (Mağaza yerel kaynaklı ürünler satıyor.)
12. The street performers added a lively atmosphere to the locale. (Sokak sanatçıları yerel atmosfere canlılık kattı.)
13. The film was shot on location in various locales around the world. (Film dünya çapında çeşitli yerlerde çekim yapıldı.)
14. The book’s descriptions of the locale were so vivid that I felt like I was there. (Kitabın yerel tanımlamaları o kadar canlıydı ki oradaymışım gibi hissettim.)
15. The restaurant’s menu is adapted to suit the local tastes and preferences. (Restoranın menüsü yerel lezzetlere ve tercihlere uygun olarak uyarlanmıştır.)
16. The area’s economy is heavily influenced by its locale’s natural resources. (Bölgenin ekonomisi yerel doğal kaynaklarından önemli ölçüde etkilenir.)
17. The company’s website has a dropdown menu for selecting the user’s locale. (Şirketin web

sitesinde kullanıcının yerel ayarını seçebileceği bir açılır menü bulunur.)
18. The art exhibit features works by local artists from the surrounding locale. (Sanat sergisi, çevredeki yerel sanatçıların eserlerini içeriyor.)

19. The concert venue was a popular locale for music lovers in the area. (Konser mekanı bölgedeki müzikseverler için popüler bir yerel alandı.)
20. The hiking trail offers stunning views of the locale’s natural beauty. (Yürüyüş parkuru yerel doğal güzelliğin muhteşem manzaralarını sunuyor.)