Lo And Behold İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lo And Behold İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lo and Behold – Tanımı ve Kullanımı

Lo and Behold, “bakın ve görün” veya “işte burada” gibi anlamlar taşıyan bir deyimdir. Bu deyim genellikle bir şeyin dikkat çekici veya şaşırtıcı olduğunda kullanılır.

Örnek cümleler:

1. Lo and behold, there was a deer in my backyard. (İşte burada, bahçemde bir geyik vardı.)
2. Lo and behold, the missing book was found in the library. (Bakın ve görün, kayıp kitap kütüphanede bulundu.)
3. Lo and behold, the sun came out just in time for the wedding. (Şaşırtıcı ama güneş düğün için tam zamanında çıktı.)
4. Lo and behold, the restaurant was closed on a Monday. (İşte burada, restoran Pazartesi günleri kapalı.)
5. Lo and behold, the singer showed up unexpectedly at the party. (Bakın ve görün, şarkıcı partiye beklenmedik bir şekilde geldi.)
6. Lo and behold, the treasure map was hidden in the attic. (İşte burada, hazine haritası çatı katında saklanmıştı.)
7. Lo and behold, the cat caught the mouse. (Bakın ve görün, kedi fareyi yakaladı.)
8. Lo and behold, the car started after sitting in the garage for months. (Şaşırtıcı ama, arabamız aylarca garajda durduktan sonra çalıştı.)
9. Lo and behold, the old house was still standing after the storm. (İşte burada, fırtınadan sonra eski ev hala ayakta duruyordu.)
10. Lo and behold, the plane landed safely despite the turbulence. (Bakın ve görün, uçak türbülansa rağmen güvenli bir şekilde indi.)
11. Lo and behold, the flower bloomed in the middle of winter. (Şaşırtıcı ama, çiçek kışın ortasında açtı.)
12. Lo and behold, the missing keys were found in the couch cushions. (İşte burada, kayıp anahtarlar kanepe minderlerinde bulundu.)
13. Lo and behold, the new restaurant in town had a line out the door. (Bakın ve görün, kasabadaki yeni restoranda kapıda kuyruk vardı.)
14. Lo and behold, the movie was better than expected. (Şaşırtıcı ama, film beklenenden daha iyiydi.)
15. Lo and behold, the museum exhibit was breathtaking. (İşte burada, müze sergisi nefes kesiciydi.)
16. Lo and behold, the doctor found a cure for the rare disease. (Bakın ve görün, doktor nadir hastalık için bir tedavi

17. Lo and behold, the baby took its first steps. (İşte burada, bebek ilk adımlarını attı.)
18. Lo and behold, the train arrived on time for once. (Bakın ve görün, tren bir kez olsun zamanında geldi.)
19. Lo and behold, the team won the championship after a long losing streak. (Şaşırtıcı ama, takım uzun bir yenilgi serisinden sonra şampiyon oldu.)
20. Lo and behold, the old photo album was found in the basement. (İşte burada, eski fotoğraf albümü bodrumda bulundu.)

Bu deyim genellikle bir şeyin beklenmedik bir şekilde meydana gelmesi durumunda kullanılır. Ayrıca, bir şeyin ortaya çıkması veya keşfedilmesi durumunda da kullanılabilir.