Live One’S Life To The Full İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Live One’S Life To The Full İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Live One’s Life to the Full Nedir?

“Live One’s Life to the Full” Türkçe karşılığı “Hayatını Dolu Dolu Yaşamak” anlamına gelir. Bu ifade, hayatı dolu dolu yaşamak, her anın tadını çıkarmak, fırsatları kaçırmamak, özgürce yaşamak, risk almak ve hayatın keyfini çıkarmak gibi anlamlar taşır.

Örnek Cümleler:

1. I want to live my life to the full and travel the world.
   (Bütün hayatımı dolu dolu yaşamak ve dünyayı gezmek istiyorum.)

2. You only live once, so you should live your life to the full.
   (Bir kez yaşıyorsunuz, bu yüzden hayatınızı dolu dolu yaşamalısınız.)

3. She decided to quit her job and start her own business to live her life to the full.
   (Hayatını dolu dolu yaşamak için işinden ayrılmaya ve kendi işini kurmaya karar verdi.)

4. Life is too short to waste time on things you don’t enjoy. Live your life to the full!
   (Hayat çok kısa, sevmediğiniz şeylere zaman kaybetmek için zamanınız yok. Hayatınızı dolu dolu yaşayın!)

5. He always lives his life to the full and never regrets his decisions.
   (Her zaman hayatını dolu dolu yaşar ve kararlarından hiç pişman olmaz.)

6. Don’t be afraid to take risks and live your life to the full.
   (Risk almaktan korkma ve hayatını dolu dolu yaşa.)

7. She believes in living her life to the full and never holding back.
   (Hayatını dolu dolu yaşamaya ve asla geri adım atmamaya inanıyor.)

8. Life is an adventure, so live your life to the full and embrace the journey.
   (Hayat bir maceradır, bu yüzden hayatınızı dolu dolu yaşayın ve yolculuğu kucaklayın.)

9. He decided to pursue his dreams and live his life to the full, no matter what others thought.
   (Başkalarının ne düşündüğüne bakmaksızın hayallerini takip etmeye ve hayatını dolu dolu yaşamaya karar verdi.)

10. Living your life to the full means being true to yourself and doing what makes you happy.
    (Hayatını dolu dolu yaşamak, kendine sadık kalmak ve seni mutlu eden şeyleri yapmak demektir.)

11. She wanted to live her life to the full, so she decided to travel the world and experience new cultures.
    (Hayatını dolu dolu yaşamak istediği için dünyayı gezmeye ve yeni kültürler deneyimlemeye karar verdi.)

12. Life is too precious to waste on things that don’t matter. Live your life to the full!
    (Hayat çok değerli, önemsiz şeylere zaman kaybetmek için değil. Hayatınızı dolu dolu yaşayın!)

13. He always encourages others to live their

lives to the full and never settle for less.
(Her zaman başkalarını hayatlarını dolu dolu yaşamaya teşvik eder ve daha azına razı olmamaları konusunda cesaretlendirir.)

14. Don’t wait for tomorrow to live your life to the full, start now!
    (Hayatınızı dolu dolu yaşamak için yarını beklemeyin, şimdi başlayın!)

15. Living your life to the full means making the most of every opportunity and never looking back.
    (Hayatını dolu dolu yaşamak, her fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek ve asla geriye bakmamak demektir.)

16. She always tries new things and lives her life to the full, never settling for a boring routine.
    (Her zaman yeni şeyler deneyerek ve hayatını dolu dolu yaşayarak, sıkıcı bir rutine razı olmaz.)

17. Life is an adventure, so live your life to the full and enjoy the ride!
    (Hayat bir maceradır, bu yüzden hayatınızı dolu dolu yaşayın ve yolculuğun tadını çıkarın!)

18. He believes in living his life to the full and making every day count.
    (Hayatını dolu dolu yaşamaya ve her günün önemli olduğuna inanıyor.)

19. Living your life to the full means following your passions and pursuing your dreams.
    (Hayatını dolu dolu yaşamak, tutkularını takip etmek ve hayallerini gerçekleştirmek demektir.)

20. Life is too short to hold back, so live your life to the full and make it a great adventure!
    (Hayat çok kısa, geri adım atmaya değmez, bu yüzden hayatınızı dolu dolu yaşayın ve harika bir macera haline getirin!)