Littleness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Littleness
Littleness, İngilizcede “küçüklük” anlamına gelir. Aşağıda, “littleness” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle yer almaktadır:
- She was amazed by the littleness of the butterfly. (Kelebeğin küçüklüğünden şaşırmıştı.)
- The littleness of the apartment didn’t bother her at all. (Dairenin küçüklüğü onu hiç rahatsız etmedi.)
- I was surprised by the littleness of the newborn puppy. (Yeni doğan yavru köpeğin küçüklüğü beni şaşırttı.)
- The littleness of the book made it easy to carry around. (Kitabın küçüklüğü onu taşımak için kolay hale getirdi.)
- The littleness of the town made it feel cozy and welcoming. (Kentin küçüklüğü onu sıcak ve davetkar hissettirdi.)
- Despite its littleness, the restaurant had a great atmosphere. (Küçüklüğüne rağmen, restoran harika bir atmosfere sahipti.)
- She was taken aback by the littleness of the toy car. (Oyuncak arabasının küçüklüğüne şaşırdı.)
- The littleness of the cake made it the perfect size for two people. (Kekin küçüklüğü onu iki kişi için mükemmel boyutta yaptı.)
- The littleness of the garden made it easy to maintain. (Bahçenin küçüklüğü onu bakımı kolay hale getirdi.)
- The littleness of the cabin made it feel cozy and intimate. (Kabinin küçüklüğü onu sıcak ve samimi hissettirdi.)
- Despite its littleness, the town had plenty of charm. (Küçüklüğüne rağmen, kentte bolca cazibe vardı.)
- The littleness of the earrings made them perfect for everyday wear. (Küpelerin küçüklüğü onları her gün kullanmak için mükemmel yaptı.)
- The littleness of the turtle made it adorable. (Kaplumbağanın küçüklüğü onu sevimli yaptı.)
- The littleness of the church made it feel intimate and welcoming. (Kilisenin küçüklüğü onu samimi ve davetkar hissettirdi.)
- Despite its littleness, the coffee shop had a lot of character. (Küçüklüğüne rağmen, kahve dükkanı karakter doluydu.)
- The littleness of the keychain made it easy to find in her purse. (Anahtarlığın küçüklüğü onu çantasında kolayca bulmasını sağladı.)
- The littleness of the cottage made it feel like a cozy retreat. (Küçüklüğüne rağmen, kulübe sıcak bir kaçamak yeri gibi hissettirdi.)
- Despite its littleness, the park was full of activities
- The littleness of the kitten made it cute and irresistible. (Kedinin küçüklüğü onu sevimli ve dayanılmaz yaptı.)
- The littleness of the boat made it easy to maneuver in the narrow canal. (Teknenin küçüklüğü dar kanalda manevra yapmayı kolaylaştırdı.)
(Türkçe Çevirileri)
- Kelebeğin küçüklüğünden şaşırmıştı.
- Dairenin küçüklüğü onu hiç rahatsız etmedi.
- Yeni doğan yavru köpeğin küçüklüğü beni şaşırttı.
- Kitabın küçüklüğü onu taşımak için kolay hale getirdi.
- Kentin küçüklüğü onu sıcak ve davetkar hissettirdi.
- Küçüklüğüne rağmen, restoran harika bir atmosfere sahipti.
- Oyuncak arabasının küçüklüğüne şaşırdı.
- Kekin küçüklüğü onu iki kişi için mükemmel boyutta yaptı.
- Bahçenin küçüklüğü onu bakımı kolay hale getirdi.
- Kabinin küçüklüğü onu sıcak ve samimi hissettirdi.
- Küçüklüğüne rağmen, kentte bolca cazibe vardı.
- Küpelerin küçüklüğü onları her gün kullanmak için mükemmel yaptı.
- Kaplumbağanın küçüklüğü onu sevimli yaptı.
- Kilisenin küçüklüğü onu samimi ve davetkar hissettirdi.
- Küçüklüğüne rağmen, kahve dükkanı karakter doluydu.
- Anahtarlığın küçüklüğü onu çantasında kolayca bulmasını sağladı.
- Kulübenin küçüklüğü sıcak bir kaçamak yeri gibi hissettirdi.
- Küçüklüğüne rağmen, park dolu dolu aktivitelerle doluydu.
- Kedinin küçüklüğü onu sevimli ve dayanılmaz yaptı.
- Teknenin küçüklüğü dar kanalda manevra yapmayı kolaylaştırdı.
Hemen Yorum Yaz