Lit Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lit Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lit Up İle İlgili Cümleler

Anlam: Aydınlatmak, ışıklandırmak, parlak hale getirmek

1. The stadium was lit up with bright lights. (Stadyum parlak ışıklarla aydınlatıldı.)
2. Her face lit up when she saw her favorite singer on stage. (Favori şarkıcısını sahnede gördüğünde yüzü aydınlandı.)
3. The fireworks lit up the night sky. (Havai fişekler gece gökyüzünü aydınlatmıştı.)
4. The city is always lit up with neon signs at night. (Şehir her zaman gece neon ışıklarıyla aydınlatılır.)
5. The sunlit up the entire room. (Güneş tüm odaları aydınlattı.)
6. The candlelit up the darkness. (Mum karanlığı aydınlattı.)
7. The Christmas tree was lit up with colorful lights. (Noel ağacı renkli ışıklarla aydınlatılmıştı.)
8. The street lamps lit up as the sun went down. (Güneş battıkça sokak lambaları yanmaya başladı.)
9. The porch light lit up as someone approached the door. (Biri kapıya yaklaştıkça verandalı ışığı yanmaya başladı.)
10. The stage was lit up with a spotlight. (Sahne bir spot ışığı ile aydınlatılmıştı.)
11. The lighthouse lit up the rocky shore. (Fener kayalık sahili aydınlatmıştı.)
12. The computer screen lit up as she turned it on. (Bilgisayar ekranı açtığında ışıklandı.)
13. The car’s headlights lit up the dark road. (Arabanın farları karanlık yolu aydınlattı.)
14. The fire pit lit up the backyard. (Ateş çukuru bahçeyi aydınlattı.)
15. The disco ball lit up the dance floor. (Disko topu dans pistini aydınlattı.)
16. The street was lit up with a parade of lanterns. (Sokak fener geçidi ile aydınlandı.)
17. The chandelier lit up the grand ballroom. (Avize büyük balo salonunu aydınlattı.)
18. The night sky lit up with shooting stars. (Gece gökyüzü yıldız kaymalarıyla aydınlandı.)
19. The campfire lit up the faces of the people gathered around it. (Kamp ateşi etrafında toplanan insanların yüzlerini aydınlattı.)
20. The stage curtains were lit up from behind to create a dramatic effect. (Sahne perdesi arkadan aydınlatılarak dramatik bir etki yaratıldı.)

21. The Ferris wheel was lit up with colorful lights, creating a beautiful spectacle. (Ferris çarkı renkli ışıklarla aydınlatılarak güzel bir manzara oluşturdu.)
22. The movie theater was lit up with bright lights, indicating that the show was about to start. (Sinema parlak ışıklarla aydınlatıldı ve gösterinin başlayacağını gösterdi.)
23. The stage performer’s costume lit up with LED lights, adding to the performance’s visual appeal. (Sahne performansçısının kostümü LED ışıklarıyla aydınlandı ve görsel çekiciliği arttırdı.)
24. The lighthouse keeper was responsible for keeping the light lit up throughout the night. (Fener bekçisi tüm gece boyunca ışığın yanık kalmasından sorumluydu.)
25. The company’s logo was lit up on a large screen during the product launch event. (Şirketin logosu ürün lansman etkinliğinde büyük bir ekranda aydınlatıldı.)
26. The street vendors lit up their food carts with colorful lights to attract customers. (Sokak satıcıları yiyecek arabalarını renkli ışıklarla aydınlatarak müşteri çekmeye çalıştı.)
27. The museum exhibit was lit up with special lighting to showcase the artifacts in the best possible way. (Müze sergisi öğeleri en iyi şekilde sergilemek için özel aydınlatmayla aydınlatıldı.)
28. The stage was dark, and suddenly the performer’s outfit lit up, revealing a stunning design. (Sahne karanlıktı ve aniden performansçının kıyafeti aydınlandı, muhteşem bir tasarım ortaya çıktı.)
29. The dance club lit up with neon lights and pulsating music, creating an electrifying atmosphere. (Dans kulübü neon ışıklarla ve ritmik müzikle aydınlatıldı, elektrik dolu bir atmosfer yaratıldı.)
30. The audience’s faces lit up with excitement and anticipation as the performer took the stage. (Performansçı sahneye çıktığında, izleyicilerin yüzleri heyecan ve merakla aydınlandı.)