Listless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Listless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Listless

Listless kelimesi Türkçede “enerjisi düşük, canı sıkılmış, isteksiz” gibi anlamlara gelir.

  1. I felt listless after staying up all night. (Bütün gece uyumadıktan sonra enerjim düşük hissettim.)
  2. She looked listless and disinterested during the meeting. (Toplantıda canı sıkılmış ve ilgisiz görünüyordu.)
  3. The heat made him feel listless and lethargic. (Sıcaklık onu enerjisi düşük ve uyuşuk hissettirdi.)
  4. He tried to shake off his listless mood by going for a run. (Koşuya çıkarak isteksiz hissedişinden kurtulmaya çalıştı.)
  5. The listless performance of the team was disappointing. (Takımın isteksiz performansı hayal kırıklığına neden oldu.)
  6. She found herself listless and bored during the long car ride. (Uzun araba yolculuğu sırasında kendisini enerjisi düşük ve sıkılmış hissetti.)
  7. He was listless and unproductive after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra enerjisi düşük ve üretken olamadı.)
  8. The medication made her feel listless and drowsy. (İlaç onu enerjisi düşük ve uykulu hissettirdi.)
  9. The lack of motivation left him feeling listless and unmotivated. (Motivasyon eksikliği onu enerjisi düşük ve isteksiz hissettirdi.)
  10. The dull and boring lecture left the students feeling listless and uninterested. (Sıkıcı ve monoton ders öğrencileri enerjisi düşük ve ilgisiz hissettirdi.)
  11. She tried to snap out of her listless state by taking a cold shower. (Soğuk duş alarak isteksiz halinden kurtulmaya çalıştı.)
  12. The hot weather made everyone feel listless and sluggish. (Sıcak hava herkesi enerjisi düşük ve yorgun hissettirdi.)
  13. He was listless and unresponsive after the surgery. (Cerrahiden sonra enerjisi düşük ve tepkisizdi.)
  14. The dreary weather left her feeling listless and uninspired. (Kasvetli hava onu enerjisi düşük ve ilham kaybı içinde bıraktı.)
  15. The long hours at the office made him feel listless and drained. (Ofiste geçirilen uzun saatler onu enerjisi düşük ve yorgun hissettirdi.)
  16. The boring movie left the audience feeling listless and disengaged. (Sıkıcı film izleyicileri enerjisi düşük ve ilgisiz hissettirdi.)
  17. She was listless and uninterested in the party, preferring to go home early. (Partide enerjisi düşük ve ilgisizdi, erken evine gitmek istedi.)
  18. The repetitive tasks at work left him feeling listless and unchallenged. (İşte tekrarlayan görevler onu enerjisi düş

ük ve meydan okunmayan hissettirdi.)
19. The lack of sleep made her feel listless and irritable. (Uyku eksikliği onu enerjisi düşük ve sinirli hissettirdi.)

  1. He tried to combat his listlessness by practicing mindfulness and meditation. (Listesliğine karşı bilinçli farkındalık ve meditasyon yaparak mücadele etmeye çalıştı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.