Limbo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Limbo İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Limbo (Türkçe anlamı: belirsiz durum)

1. After the accident, he was in limbo for months. (Kazadan sonra, aylarca belirsiz durumda kaldı.)
2. The project is in limbo until we receive further instructions. (Proje, daha fazla talimat alana kadar belirsiz durumda.)
3. Their relationship is in limbo since the big fight. (Büyük kavgadan beri ilişkileri belirsiz durumda.)
4. The athlete’s career was in limbo due to an injury. (Sporcu kariyeri, bir sakatlık nedeniyle belirsiz durumda kalmıştı.)
5. The company is in limbo because of the economic crisis. (Ekonomik kriz nedeniyle şirket belirsiz durumda.)
6. We can’t make any decisions until we get out of limbo. (Belirsiz durumdan çıkana kadar herhangi bir karar veremeyiz.)
7. His application is in limbo until he provides the necessary documents. (Gerekli belgeleri sağlayana kadar başvurusu belirsiz durumda.)
8. The negotiations have been in limbo for weeks. (Müzakereler haftalardır belirsiz durumda.)
9. The construction project is in limbo due to legal disputes. (Yasal anlaşmazlıklar nedeniyle inşaat projesi belirsiz durumda.)
10. The company’s future is in limbo following the CEO’s resignation. (CEO’nun istifası sonrası şirketin geleceği belirsiz durumda.)
11. The court case has been in limbo for years. (Dava yıllardır belirsiz durumda.)
12. The status of the event is in limbo due to weather conditions. (Hava koşulları nedeniyle etkinliğin durumu belirsiz durumda.)
13. His medical treatment is in limbo until they get the test results. (Test sonuçları alınıncaya kadar tıbbi tedavisi belirsiz durumda.)
14. The team’s playoff hopes are in limbo after their recent loss. (Son mağlubiyetleri sonrası takımın playoff umutları belirsiz durumda.)
15. The company’s expansion plans are in limbo due to lack of funding. (Finansman eksikliği nedeniyle şirketin genişleme planları belirsiz durumda.)
16. The merger has been in limbo for months due to regulatory issues. (Düzenleyici konular nedeniyle birleşme aylardır belirsiz durumda.)
17. The employee’s promotion is in limbo until they complete their training. (Eğitimlerini tamamlayana kadar çalışanın terfi durumu belirsiz.)
18. The future of the endangered species is in limbo. (Tehlike altındaki türlerin geleceği belirsiz durumda.)
19. The team’s ownership situation is in limbo following the owner’s death. (Sahibin ölümü sonrası takımın sahiplik durumu belirsiz durumda.)
20. The refugee’s status is in limbo while their application is being processed.

(Their application is being processed while their status is in limbo.)

Some additional phrases with “limbo”:

1. The company is stuck in limbo due to bureaucratic delays. (Şirket, bürokratik gecikmeler nedeniyle belirsiz durumda sıkışmış durumda.)
2. He felt like he was in limbo after finishing college. (Üniversiteyi bitirdikten sonra, kendini belirsizlikte hissetti.)
3. The negotiations are in limbo because the two sides can’t agree on terms. (İki taraf da şartlar konusunda anlaşamadığı için müzakereler belirsiz durumda.)
4. She put her career in limbo to take care of her sick mother. (Hastalanan annesine bakmak için kariyerini belirsiz durumda bıraktı.)
5. The court case has been in limbo for so long that people have lost interest. (Dava o kadar uzun süredir belirsiz durumda ki insanlar ilgilerini kaybettiler.)
6. The construction project is in limbo because the contractor went bankrupt. (Yüklenici firma iflas ettiği için inşaat projesi belirsiz durumda.)
7. The team’s morale is in limbo after their star player was injured. (Yıldız oyuncuları sakatlandıktan sonra takımın moral durumu belirsiz durumda.)
8. The company’s product launch is in limbo because of manufacturing issues. (Üretim sorunları nedeniyle şirketin ürün lansmanı belirsiz durumda.)
9. His relationship with his girlfriend was in limbo because of their long-distance situation. (Uzun mesafe ilişkileri nedeniyle kız arkadaşı ile ilişkisi belirsiz durumdaydı.)
10. The company’s finances are in limbo due to poor management. (Kötü yönetim nedeniyle şirketin finansal durumu belirsiz durumda.)
11. The project is in limbo because the client keeps changing their requirements. (Müşteri, taleplerini sürekli değiştirdiği için proje belirsiz durumda.)
12. The team’s game schedule is in limbo due to weather conditions. (Hava koşulları nedeniyle takımın maç takvimi belirsiz durumda.)
13. The negotiations for a new contract are in limbo because of disagreements over salary. (Maaş konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle yeni bir sözleşme müzakereleri belirsiz durumda.)
14. The company’s expansion plans are in limbo because of legal issues. (Yasal konular nedeniyle şirketin genişleme planları belirsiz durumda.)
15. The company’s future is in limbo due to a lack of innovation. (Yenilik eksikliği nedeniyle şirketin geleceği belirsiz durumda.)