Lighter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lighter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lighter (Çakmak) İle İlgili Cümleler

Lighter, yangın çıkarmak için kullanılan bir araçtır. Genellikle gaz veya benzinle çalışan bu araç, ateşi hızlı ve kolay bir şekilde başlatmak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I always carry a lighter in my pocket in case I need to light a candle. (Her zaman bir çakmağı cebimde taşırım, mum yakmam gerektiğinde kullanmak için.)
  2. He used a lighter to ignite the fireworks. (O, havai fişekleri yakmak için bir çakmak kullandı.)
  3. Do you have a lighter? I want to light my cigarette. (Bir çakmağın var mı? Sigaramı yakmak istiyorum.)
  4. She lost her lighter and couldn’t start the grill. (O, çakmağını kaybetti ve ızgarayı başlatamadı.)
  5. The lighter fluid spilled on the ground and caught fire. (Çakmak gazı yere döküldü ve alev aldı.)
  6. He fumbled in his pocket for a lighter to light his pipe. (Boru tüttürmek için cebinde bir çakmak aradı.)
  7. The candle was too low to light with a lighter, so she used matches. (Mumun alevi çakmakla tutuşturmak için çok düşüktü, bu yüzden kibrit kullandı.)
  8. He lit the campfire with a lighter and some kindling. (O, çakmak ve çalı çırpısıyla kamp ateşini yaktı.)
  9. She accidentally left her lighter on and it ran out of fuel. (O, çakmağı yanlışlıkla açık bıraktı ve yakıtı bitti.)
  10. The smoker asked for a lighter to light his cigar. (Sigara içen, purosunu yakmak için bir çakmak istedi.)
  11. He flicked his lighter and the flame danced in the darkness. (O, çakmağı açtı ve alev karanlıkta dans etti.)
  12. She used a lighter to start the stove and cook dinner. (Yemeği pişirmek için o, çakmağı kullanarak sobayı başlattı.)
  13. The firefighter used a lighter to start the controlled burn. (İtfaiyeci, kontrollü yakmayı başlatmak için bir çakmak kullandı.)
  14. She offered him a lighter to light his cigarette, but he declined. (Sigarasını yakmak için ona bir çakmak teklif etti, ama o reddetti.)
  15. The lighter wouldn’t work because it was out of fluid. (Çakmak gazı bittiği için çalışmadı.)
  16. He lost his lighter while camping and had to start a fire with sticks. (Kamp yaparken çakmağını kaybetti ve odun parçalarıyla ateş yakmak zorunda kaldı.)
  17. The bartender used a lighter to light the shot glasses on fire. (Barmen, shot bardaklarını yakmak için bir çakmak kullandı.)
  18. She lit the candles with a lighter and the room filled with a warm glow. (O, çakmakla

mumları yaktı ve oda sıcak bir ışıltıyla doldu.)
19. He always carries a lighter with him, even though he doesn’t smoke. (O, sigara içmese bile her zaman yanında bir çakmak taşır.)

  1. The lighter sparked and the flame burst to life, illuminating the dark room. (Çakmak kıvılcımladı ve alev hayata patladı, karanlık odanın aydınlanmasını sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.