Light-Headedly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Light-Headedly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Light-Headedly Nedir?

Light-headedly, kelime anlamı olarak dalgın, aptalca ve ciddiyetsiz bir şekilde hareket etmek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She light-headedly spent all her savings on clothes. (O, dalgın bir şekilde tüm birikimini kıyafetlere harcadı.)
2. He light-headedly gave away his password to a stranger. (O, aptalca şifresini bir yabancıya verdi.)
3. She light-headedly walked into the wrong room. (O, yanlış odaya dalgın bir şekilde girdi.)
4. He light-headedly ignored the warning signs and continued driving. (O, uyarı işaretlerini görmezden gelerek arabayla devam etti.)
5. She light-headedly decided to quit her job without having a backup plan. (O, yedek planı olmadan işinden çıkmaya karar verdi.)
6. He light-headedly jumped into the water without checking the depth first. (O, önce derinliği kontrol etmeden suya atladı.)
7. She light-headedly trusted a stranger with her valuables. (O, değerli eşyalarını bir yabancıya güvenerek emanet etti.)
8. He light-headedly made a risky investment without doing any research. (O, hiçbir araştırma yapmadan riskli bir yatırım yaptı.)
9. She light-headedly forgot to turn off the stove before leaving the house. (O, evden ayrılmadan önce ocağı kapatmayı unuttu.)
10. He light-headedly joked about a sensitive topic and offended his friend. (O, hassas bir konu hakkında şaka yaparak arkadaşını kızdırdı.)
11. She light-headedly skipped her classes and failed her exams. (O, derslerine devamsızlık yapıp sınavlarından kaldı.)
12. He light-headedly left his phone on a park bench and it got stolen. (O, telefonunu bir park bankına bırakıp çalındı.)
13. She light-headedly believed everything she saw on the internet without fact-checking. (O, hiçbir gerçek kontrolü yapmadan internet üzerinde gördüğü her şeye inandı.)
14. He light-headedly tried to fix his car without any knowledge of mechanics and ended up making it worse. (O, mekanik hakkında hiçbir bilgisi olmadan arabasını tamir etmeye çalıştı ve daha da kötü hale getirdi.)
15. She light-headedly accepted a job offer without negotiating her salary and regretted it later. (O, maaşını müzakere etmeden iş teklifini kabul etti ve sonra pişman oldu.)
16. He light-headedly ate a whole cake and felt sick afterwards. (O, bütün pastayı dalgın bir şekilde yedi ve sonrasında hasta oldu.)
17. She light-headedly left her car keys on the dashboard and it got stolen. (O, arabasının anahtarlarını gösterge tablosunda unutup çalındı.)
18. He light-headedly trusted his friends with his personal information

19. She light-headedly got lost in a foreign city without a map or GPS. (O, harita veya GPS olmadan yabancı bir şehirde kayboldu.)
20. He light-headedly went out in the rain without an umbrella and got soaked. (O, şemsiye olmadan yağmura çıktı ve ıslanıp sırılsıklam oldu.)

Türkçe Çevirileri:

1. O, dalgın bir şekilde tüm birikimini kıyafetlere harcadı.
2. O, aptalca şifresini bir yabancıya verdi.
3. O, yanlış odaya dalgın bir şekilde girdi.
4. O, uyarı işaretlerini görmezden gelerek arabayla devam etti.
5. O, yedek planı olmadan işinden çıkmaya karar verdi.
6. O, önce derinliği kontrol etmeden suya atladı.
7. O, değerli eşyalarını bir yabancıya güvenerek emanet etti.
8. O, hiçbir araştırma yapmadan riskli bir yatırım yaptı.
9. O, evden ayrılmadan önce ocağı kapatmayı unuttu.
10. O, hassas bir konu hakkında şaka yaparak arkadaşını kızdırdı.
11. O, derslerine devamsızlık yapıp sınavlarından kaldı.
12. O, telefonunu bir park bankına bırakıp çalındı.
13. O, hiçbir gerçek kontrolü yapmadan internet üzerinde gördüğü her şeye inandı.
14. O, mekanik hakkında hiçbir bilgisi olmadan arabasını tamir etmeye çalıştı ve daha da kötü hale getirdi.
15. O, maaşını müzakere etmeden iş teklifini kabul etti ve sonra pişman oldu.
16. O, bütün pastayı dalgın bir şekilde yedi ve sonrasında hasta oldu.
17. O, arabasının anahtarlarını gösterge tablosunda unutup çalındı.
18. O, kişisel bilgilerini arkadaşlarına güvenerek paylaştı.
19. O, harita veya GPS olmadan yabancı bir şehirde kayboldu.
20. O, şemsiye olmadan yağmura çıktı ve ıslanıp sırılsıklam oldu.