Liberator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Liberator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Liberator Nedir?

Liberator kelimesi, Türkçe karşılığı “kurtarıcı” olan İngilizce bir sözcüktür.

  1. The Liberator aircraft played a crucial role in World War II. (Savaşta Liberator uçakları hayati bir rol oynadı.)
  2. The new political party promised to be the liberator of the oppressed people. (Yeni siyasi parti, ezilen insanların kurtarıcısı olacağına söz verdi.)
  3. The charity organization acted as a liberator for the victims of the natural disaster. (Hayır kurumu, doğal afetin mağdurları için bir kurtarıcı olarak hareket etti.)
  4. The vaccine is seen as a liberator from the COVID-19 pandemic. (Aşı, COVID-19 salgınından bir kurtarıcı olarak görülüyor.)
  5. The invention of the wheel was a liberator for human beings. (Çarkın icadı, insanlar için bir kurtarıcı oldu.)
  6. The firemen acted as liberators in the burning building. (İtfaiyeciler, yanmakta olan binada kurtarıcı olarak hareket ettiler.)
  7. The music of Bob Marley was seen as a liberator of the oppressed people in Jamaica. (Bob Marley’in müziği, Jamaika’da ezilen insanların kurtarıcısı olarak görüldü.)
  8. The new medicine promised to be a liberator for cancer patients. (Yeni ilaç, kanser hastaları için bir kurtarıcı olacağına söz verdi.)
  9. The abolition of slavery was seen as a liberator for African Americans. (Köleliğin kaldırılması, Afrika kökenli Amerikalılar için bir kurtarıcı olarak görüldü.)
  10. The new technology promised to be a liberator for farmers. (Yeni teknoloji, çiftçiler için bir kurtarıcı olacağına söz verdi.)
  11. The liberator led the people to overthrow the dictatorship. (Kurtarıcı, insanları diktatörlüğü devirmeye önderlik etti.)
  12. The liberator of the country was hailed as a hero. (Ülkenin kurtarıcısı, bir kahraman olarak övüldü.)
  13. The artist saw his work as a liberator of the human spirit. (Sanatçı, eserlerini insan ruhunun bir kurtarıcısı olarak gördü.)
  14. The teacher acted as a liberator for the struggling students. (Öğretmen, mücadele eden öğrenciler için bir kurtarıcı olarak hareket etti.)
  15. The invention of electricity was a liberator for modern society. (Elektriğin icadı, modern toplum için bir kurtarıcı oldu.)
  16. The liberator of the hostages was praised for his bravery. (Rehinelerin kurtarıcısı, cesaretiyle övüldü.)
  17. The liberator of the animals was seen as a hero by the animal rights activists. (Hayvanların kurtarıcısı, hayvan hakları aktivistleri tarafından bir kahraman olarak görüldü.)
  18. The new app promised to be a liberator for busy people.

(18. Yeni uygulama, yoğun çalışan insanlar için bir kurtarıcı olacağına söz verdi.)
19. The liberator of the prisoners fought for their rights and freedom. (Mahkumların kurtarıcısı, hakları ve özgürlükleri için mücadele etti.)

  1. The liberator of the city led the resistance against the invading army. (Şehrin kurtarıcısı, işgalci orduya karşı direnişi önderlik etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.