Liaison İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Liaison İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Liaison Nedir?

Liaison, iki kelime veya cümle arasında uygun bir bağlantı sağlamak için kullanılan bir kelime veya ifadedir.

Örnek cümleler:

  1. I have a liaison officer who helps me with all my work. (Benim işimle bana yardımcı olan bir bağlantı subayım var.)
  2. The liaison between the two departments was not working well. (İki departman arasındaki bağlantı iyi çalışmıyordu.)
  3. The company is using a liaison to work with their clients. (Şirket müşterileriyle çalışmak için bir bağlantı kullanıyor.)
  4. The liaison officer will meet with the press to give a statement. (Bağlantı subayı basınla görüşecek ve bir açıklama yapacak.)
  5. The liaison between the police and the community has improved. (Polis ve toplum arasındaki bağlantı iyileşti.)
  6. The liaison between the teacher and the student was important for their success. (Öğretmen ve öğrenci arasındaki bağlantı başarıları için önemliydi.)
  7. The liaison officer is responsible for coordinating with other departments. (Bağlantı subayı diğer departmanlarla koordinasyonu sağlamakla sorumludur.)
  8. The liaison between the two countries was strained due to political tensions. (İki ülke arasındaki bağlantı siyasi gerilimler nedeniyle gergindi.)
  9. The liaison between the company and the government helped to secure a contract. (Şirket ve hükümet arasındaki bağlantı, bir sözleşme sağlamak için yardımcı oldu.)
  10. The liaison officer acts as a bridge between two different departments. (Bağlantı subayı iki farklı departman arasında köprü görevi görür.)
  11. The liaison between the school and the parents was important for the students’ progress. (Okul ve veliler arasındaki bağlantı öğrencilerin ilerlemesi için önemliydi.)
  12. The liaison between the doctor and the patient helped to establish trust. (Doktor ve hasta arasındaki bağlantı güven oluşturmaya yardımcı oldu.)
  13. The liaison between the two companies was successful in securing a business deal. (İki şirket arasındaki bağlantı iş anlaşması sağlamada başarılı oldu.)
  14. The liaison officer will attend the meeting to provide updates. (Bağlantı subayı güncellemeler sağlamak için toplantıya katılacak.)
  15. The liaison between the marketing and sales departments was crucial for the company’s success. (Pazarlama ve satış departmanları arasındaki bağlantı, şirketin başarısı için hayatiydi.)
  16. The liaison between the two countries helped to resolve the conflict peacefully. (İki ülke arasındaki bağlantı çatışmayı barışçıl bir şekilde çözmeye yardımcı oldu.)
  17. The liaison officer will work closely with

the HR department to recruit new employees. (Bağlantı subayı yeni çalışanları işe almak için İK departmanı ile yakından çalışacak.)
18. The liaison between the artist and the gallery owner was important for the exhibition’s success. (Sanatçı ve galeri sahibi arasındaki bağlantı serginin başarısı için önemliydi.)

  1. The liaison between the project manager and the team was crucial for the project’s completion. (Proje yöneticisi ve takım arasındaki bağlantı proje tamamlanması için hayatiydi.)
  2. The liaison officer will act as a mediator between the two parties to resolve the dispute. (Bağlantı subayı anlaşmazlığı çözmek için iki taraf arasında arabulucu olarak hareket edecek.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.