Level İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Level İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Level İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Seviye, düzey, kademeli aşama

Açıklama: “Level” kelimesi bir şeyin konumunu veya aşamasını belirtmek için kullanılan bir kelime. Bu kelime cümle içinde hem somut hem de soyut şeyleri ifade etmek için kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. The water in the pool is at the same level as the edge. (Havuzdaki su kenarla aynı seviyede.)
2. I need to increase my English language level to study abroad. (Yurt dışında okumak için İngilizce seviyemi artırmam gerekiyor.)
3. The company has a strict level of security for their employees. (Şirket çalışanları için sıkı bir güvenlik düzeyi var.)
4. The athletes need to reach a certain level of fitness to compete. (Sporcuların yarışmak için belirli bir fitness seviyesine ulaşmaları gerekiyor.)
5. The hiking trail has different levels of difficulty. (Yürüyüş parkuru farklı zorluk seviyelerine sahip.)
6. The boss is at a higher level in the company than the employees. (Patron, çalışanlardan daha yüksek bir seviyede şirkette.)
7. The teacher is assessing the students’ reading level. (Öğretmen öğrencilerin okuma seviyelerini değerlendiriyor.)
8. The plane is flying at a high altitude level. (Uçak yüksek bir irtifada uçuyor.)
9. The company’s profits have reached an all-time high level. (Şirketin karı tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.)
10. The video game has different levels to complete. (Video oyununun tamamlanacak farklı seviyeleri var.)
11. The boss wants to level the playing field for all employees. (Patron, tüm çalışanlar için eşit bir durum oluşturmak istiyor.)
12. The restaurant has a level of spiciness indicated on the menu. (Restoran menüsünde baharatlılık seviyesi belirtiliyor.)
13. The piano teacher is teaching the student advanced level techniques. (Piyano öğretmeni öğrenciye ileri seviye teknikleri öğretiyor.)
14. The water level in the river is rising due to heavy rain. (Nehirdeki su seviyesi yoğun yağış nedeniyle yükseliyor.)
15. The job requires a certain level of experience. (İş, belirli bir deneyim seviyesi gerektiriyor.)
16. The building has multiple levels accessible by elevator. (Bina, asansörle erişilebilen birden fazla seviyeye sahip.)
17. The government has set a minimum level of education required for certain jobs. (Hükümet, belirli işler için gerekli olan asgari eğitim seviyesini belirledi.)
18. The earthquake caused the ground to level out. (

18. The earthquake caused the ground to level out. (Deprem, zemini düzleştirdi.)
19. The company has a level of customer service that they strive to maintain. (Şirket, korumaya çalıştığı müşteri hizmeti seviyesi var.)
20. The teacher is trying to teach the students at their level of understanding. (Öğretmen öğrencilere anlama seviyelerine göre öğretmeye çalışıyor.)