Letting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Letting İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı:

“Letting”, kiraya verme veya izin verme anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I am letting my apartment to a friend for a few months. (Apartmanımı bir arkadaşa birkaç ay kiraya veriyorum.)
2. The landlord is letting the apartment at a high price. (Ev sahibi apartmanı yüksek bir fiyata kiraya veriyor.)
3. She is letting her children play in the park. (Çocuklarının parkta oynamasına izin veriyor.)
4. Letting him go was the best decision for the company. (Onu bırakmak, şirket için en iyi karar oldu.)
5. The company is letting some employees work from home. (Şirket bazı çalışanların evden çalışmasına izin veriyor.)
6. The teacher is letting us take a break. (Öğretmen bize bir mola veriyor.)
7. He is letting his girlfriend drive his car. (Kız arkadaşının arabasını kullanmasına izin veriyor.)
8. Letting go of the past is important for moving forward. (Geçmişi bırakmak ileriye gitmek için önemlidir.)
9. The city is letting residents recycle their waste. (Şehir sakinlerinin atıklarını geri dönüştürmelerine izin veriyor.)
10. She is letting her hair grow long. (Saçlarını uzatmaya izin veriyor.)
11. The school is letting students use their phones during lunchtime. (Okul öğle arasında öğrencilerin telefonlarını kullanmalarına izin veriyor.)
12. He is letting his employees take a day off. (Çalışanlarına bir gün izin veriyor.)
13. Letting your emotions control you can be harmful. (Duygularınızın sizi kontrol etmesine izin vermek zararlı olabilir.)
14. The coach is letting the players rest before the big game. (Koç büyük oyundan önce oyuncuların dinlenmesine izin veriyor.)
15. They are letting the cat out of the house. (Kediyi evden çıkarmalarına izin veriyorlar.)
16. The company is letting customers return their products. (Şirket müşterilerin ürünlerini iade etmelerine izin veriyor.)
17. She is letting her daughter wear makeup for the first time. (Kızının ilk kez makyaj yapmasına izin veriyor.)
18. Letting strangers into your house can be risky. (Yabancıları evinize sokmak riskli olabilir.)
19. He is letting his friend borrow his guitar. (Arkadaşına gitarını ödünç veriyor.)
20. The hotel is letting guests check in early. (Otel müşterilerinin erken giriş yapmasına izin veriyor.)

Türkçe Anlamı:

“Letting” kelimesi, genellikle “letting go” ifadesiyle kullanıldığında, bir şeyi ya da birini bırakmak veya serbest bırakmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She is having a hard time letting go of her ex-boyfriend. (Eski erkek arkadaşını bırakmakta zorlanıyor.)
2. Letting go of a loved one is never easy. (Sevdiğin birini bırakmak asla kolay değildir.)
3. He is finally letting go of his anger towards his boss. (Patronuna karşı olan öfkesini sonunda bırakıyor.)
4. Letting go of the past can be a liberating experience. (Geçmişi bırakmak özgürleştirici bir deneyim olabilir.)
5. She is learning the art of letting go and living in the moment. (Şimdiyi yaşamayı ve bırakmanın sanatını öğreniyor.)
6. Letting go of control can be difficult, but it’s necessary at times. (Kontrolü bırakmak zor olabilir, ama bazen gereklidir.)
7. He is slowly letting go of his fear of heights by facing it head-on. (Yükseklik korkusundan yüzleşerek yavaşça kurtuluyor.)
8. Letting go of the need to be perfect is a healthy mindset. (Mükemmel olma ihtiyacını bırakmak sağlıklı bir zihniyettir.)
9. She is letting go of her negative self-talk and practicing self-love. (Olumsuz kendine konuşmayı bırakıyor ve kendini sevmeyi öğreniyor.)
10. Letting go of grudges can lead to a more peaceful life. (Düşmanlıkları bırakmak daha huzurlu bir yaşam sağlayabilir.)
11. He is letting go of his old habits and creating new, healthier ones. (Eski alışkanlıklarını bırakıyor ve yeni, daha sağlıklı olanları oluşturuyor.)
12. Letting go of the need to please everyone can be a weight off your shoulders. (Herkesi memnun etme ihtiyacını bırakmak omuzlarınızdaki yükü hafifletebilir.)
13. She is letting go of her attachment to material possessions and focusing on experiences instead. (Mal varlığına olan bağlılığını bırakıyor ve deneyimlere odaklanıyor.)
14. Letting go of toxic relationships is essential for mental health. (Zehirli ilişkileri bırakmak zihinsel sağlık için önemlidir.)
15. He is slowly letting go of his addiction to social media and finding more meaningful ways to spend his time. (Sosyal medya bağımlılığından yavaşça kurtuluyor ve zamanını daha anlamlı şekilde harcıyor.)
16. Letting go of regret and forgiving yourself can bring inner peace. (Pişmanlıkları bırakmak ve kendinizi affetmek iç huzur getirebilir.)
17. She

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.