Legitimacy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Legitimacy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Legitimacy

Türkçe anlamı: Geçerlilik, meşruiyet

1. The legitimacy of the government was questioned after the scandal. (Hükümetin meşruiyeti skandalın ardından sorgulandı.)
2. The company’s legitimacy was proven after an investigation. (Şirketin meşruiyeti bir araştırma sonrasında kanıtlandı.)
3. The legitimacy of the decision was debated for hours. (Kararın meşruiyeti saatlerce tartışıldı.)
4. The legitimacy of the election was confirmed by the international observers. (Seçimin meşruiyeti uluslararası gözlemciler tarafından onaylandı.)
5. The legitimacy of the agreement was questioned by some of the parties involved. (Anlaşmanın meşruiyeti bazı taraflar tarafından sorgulandı.)
6. The legitimacy of his claim was proven by the evidence presented. (İddiasının meşruiyeti sunulan kanıtlarla kanıtlandı.)
7. The legitimacy of the law was challenged by civil rights groups. (Kanunun meşruiyeti insan hakları grupları tarafından sorgulandı.)
8. The legitimacy of the company’s practices was called into question by the media. (Şirketin uygulamalarının meşruiyeti medya tarafından sorgulandı.)
9. The legitimacy of the treaty was questioned by some of the member states. (Antlaşmanın meşruiyeti bazı üye devletler tarafından sorgulandı.)
10. The legitimacy of the court’s decision was upheld by the higher court. (Mahkemenin kararının meşruiyeti üst mahkeme tarafından onaylandı.)
11. The legitimacy of the organization was called into question after the scandal. (Örgütün meşruiyeti skandalın ardından sorgulandı.)
12. The legitimacy of the leader’s actions was debated in the parliament. (Liderin eylemlerinin meşruiyeti parlamentoda tartışıldı.)
13. The legitimacy of the project was questioned by the environmentalists. (Projenin meşruiyeti çevreciler tarafından sorgulandı.)
14. The legitimacy of the business was confirmed by the license granted. (İşletmenin meşruiyeti verilen lisansla onaylandı.)
15. The legitimacy of the policy was challenged by the opposition party. (Politikanın meşruiyeti muhalefet partisi tarafından sorgulandı.)
16. The legitimacy of the decision-making process was questioned by some of the stakeholders. (Karar alma sürecinin meşruiyeti bazı paydaşlar tarafından sorgulandı.)
17. The legitimacy of the candidate was called into question by the media. (Adayın meşruiyeti medya tarafından sorgulandı.)
18. The legitimacy of the agreement was confirmed by the signatures of all parties involved. (Anlaşmanın meşruiyeti tüm tarafların imzalarıyla onaylandı.)
19. The legitimacy of the program was questioned by some of the experts in the field. (Programın meşrui

yeti alanındaki bazı uzmanlar tarafından sorgulandı.)
20. The legitimacy of the policy was upheld by the court’s ruling. (Politikanın meşruiyeti mahkemenin kararıyla desteklendi.)