Laundry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laundry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laundry Nedir?

Laundry, İngilizce’de çamaşırhane, çamaşır yıkama işlemi anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. I need to do my laundry today. (Bugün çamaşırlarımı yıkamam gerekiyor.)
  2. She left her laundry in the dryer overnight. (O, çamaşırlarını gece boyunca kurutucuda bıraktı.)
  3. The laundry detergent is running low. (Çamaşır deterjanı azalmaya başladı.)
  4. I always separate my laundry by color. (Ben her zaman çamaşırlarımı renklerine göre ayırırım.)
  5. The laundry room is located in the basement. (Çamaşırhane bodrum katta bulunuyor.)
  6. I forgot to add fabric softener to the laundry. (Çamaşıra yumuşatıcı katmayı unuttum.)
  7. He’s folding his laundry neatly. (O, çamaşırlarını düzenli bir şekilde katlıyor.)
  8. The laundry machine is out of order. (Çamaşır makinesi bozuk.)
  9. The laundry service at the hotel is quite expensive. (Otelin çamaşırhane hizmeti oldukça pahalı.)
  10. I hang my laundry out to dry in the sun. (Çamaşırlarımı güneşte kurutmak için asarım.)
  11. She accidentally spilled laundry detergent on the floor. (O, yanlışlıkla çamaşır deterjanını yerlere döktü.)
  12. The laundry basket is overflowing with clothes. (Çamaşır sepeti, giysilerle dolup taşıyor.)
  13. He’s running late because he had to do his laundry. (O, çamaşırlarını yıkamak zorunda kaldığı için geç kalıyor.)
  14. She uses a natural laundry detergent to avoid harsh chemicals. (O, sert kimyasallardan kaçınmak için doğal bir çamaşır deterjanı kullanıyor.)
  15. I’m folding my laundry while watching TV. (Ben TV izlerken çamaşırlarımı katlıyorum.)
  16. The laundry room is equipped with multiple washers and dryers. (Çamaşırhane, birden fazla çamaşır makinesi ve kurutucu ile donatılmıştır.)
  17. She forgot to take her laundry out of the washer and it smells moldy. (O, çamaşır makinesinden çamaşırlarını çıkarmayı unuttu ve küflü kokuyor.)
  18. The laundry mat is closed on Sundays. (Çamaşırhane pazar günleri kapalı.)
  19. He always uses cold water to wash his laundry. (O, çamaşırlarını yıkamak için her zaman soğuk su kullanır.)
  20. She hung her laundry outside during a rainstorm and now it’s all wet. (O, yağmur fırtınası sırasında çamaşırlarını dışarıya astı ve şimdi hepsi ıslak.)
  1. He accidentally shrunk his favorite shirt in the laundry. (O, çamaşırda en sevdiği gömleğini yanlışlıkla küçülttü.)
  2. She uses a laundry bag to protect delicate items. (O, hassas eşyalarını korumak için bir çamaşır torbası kullanır.)
  3. The laundry room is shared by all the residents of the building. (Çamaşırhane, binanın tüm sakinleri tarafından ortak kullanılır.)
  4. I need to buy more laundry detergent soon. (Yakında daha fazla çamaşır deterjanı satın almam gerekiyor.)
  5. She forgot to set the timer on the dryer and her laundry is still wet. (O, kurutucuda zamanlayıcıyı ayarlamayı unuttu ve çamaşırları hala ıslak.)
  6. The laundry is piling up and I need to do a load. (Çamaşırlar birikiyor ve bir yük yıkamam gerekiyor.)
  7. She’s using a stain remover to get rid of a tough stain on her laundry. (O, çamaşırlarındaki zorlu bir lekeyi çıkarmak için bir leke çıkarıcı kullanıyor.)
  8. The laundry room is located next to the gym. (Çamaşırhane spor salonunun yanında bulunuyor.)
  9. I prefer to air dry my laundry to save energy. (Enerji tasarrufu yapmak için çamaşırlarımı havada kurutmak tercih ederim.)
  10. She’s folding her laundry as she listens to music. (O, müzik dinlerken çamaşırlarını katlıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.