Laundress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laundress İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laundress Nedir?

Laundress, temizlik ve çamaşır yıkama işleriyle uğraşan bir kişi ya da işletmedir.

Örnek Cümleler:

  1. The laundress washed and ironed all of my clothes. (Laundress, tüm giysilerimi yıkayıp ütüledi.)
  2. I dropped off my dirty clothes at the laundress on Monday. (Pazartesi günü kirli çamaşırlarımı çamaşırhaneye bıraktım.)
  3. The laundress charged me $20 to clean my comforter. (Yorganımı temizlemek için çamaşırhane 20 dolar aldı.)
  4. She worked as a laundress for many years before retiring. (Emekli olmadan önce birçok yıl çamaşırhane olarak çalıştı.)
  5. I always trust this laundress to take good care of my delicate fabrics. (Hassas kumaşlarıma iyi bakacağına dair her zaman bu çamaşırhaneye güvenirim.)
  6. The laundress used a special detergent to remove the stains from my shirt. (Gömleğimdeki lekeleri çıkarmak için çamaşırhane özel bir deterjan kullandı.)
  7. My friend recommended a reliable laundress who could handle my delicate lace dress. (Arkadaşım, hassas dantel elbisemi ele alabilen güvenilir bir çamaşırhane önerdi.)
  8. I need to drop off my bedsheets at the laundress before the weekend. (Hafta sonundan önce yatak çarşaflarımı çamaşırhaneye bırakmam gerekiyor.)
  9. The laundress offered a same-day cleaning service for an extra fee. (Ekstra bir ücret karşılığında aynı gün temizlik hizmeti sunan bir çamaşırhane var.)
  10. The laundress accidentally shrunk my sweater in the dryer. (Kurutucuda kazara kazara çamaşırhane kazakımı küçülttü.)
  11. I had to take my stained shirt to the laundress because I couldn’t get the stains out at home. (Evinde lekeleri çıkaramadığımdan gömleğimi çamaşırhaneye götürmek zorunda kaldım.)
  12. The

style=”color:blue;”>laundress provided a convenient pick-up and delivery service for their customers. (Müşterileri için uygun bir teslim alma ve teslim etme hizmeti sağlayan çamaşırhane.)
13. The laundress sorted my clothes by color before washing them. (Giysilerimi yıkamadan önce çamaşırhane, renklerine göre ayırdı.)

  1. My silk blouse was carefully hand-washed by the laundress. (İpek bluzum, çamaşırhane tarafından dikkatle el yıkandı.)
  2. I had to wait a few days for the laundress to finish cleaning my curtains. (Perdelerimi temizlemek için çamaşırhane birkaç gün beklemem gerekti.)
  3. The laundress folded my clothes neatly and placed them in a plastic bag for me to take home. (Giysilerimi düzenli bir şekilde katlayan ve benim için plastik bir torbaya koyan çamaşırhane.)
  4. I was impressed with the quality of the ironing done by the laundress. (Ütülemeyi yapan çamaşırhane‘nin kalitesinden etkilendim.)
  5. The laundress recommended that I use cold water to wash my dark jeans to prevent fading. (Çamaşırhane, kot pantolonlarımın solmasını önlemek için soğuk su kullanmamı önerdi.)
  6. I was happy to find a laundress that could clean my suede jacket without damaging it. (Süet ceketimi zarar vermeden temizleyebilen bir çamaşırhane bulduğum için mutluydum.)
  7. The laundress had to rewash my shirt because it still had a stain on it after the first wash. (İlk yıkamadan sonra hala bir lekesi olan gömleğimi yeniden yıkamak zorunda kalan çamaşırhane.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.