Last Long İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Last Long İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Last Long İle İlgili Cümleler

Last Long kelimesi Türkçe’de “son uzun” anlamına gelir. Aşağıda İngilizce örnek cümlelerle birlikte kullanımı verilmiştir:

1. I hope this relationship will last long. (Bu ilişkinin uzun süreceğini umuyorum.)
2. The battery of my phone doesn’t last long. (Telefonumun bataryası uzun süre dayanmıyor.)
3. We have to make this food last long as there isn’t much left. (Çok az kaldığı için bu yemeği uzun süre kullanmalıyız.)
4. The concert didn’t last long enough for my liking. (Konser benim istediğim kadar uzun sürmedi.)
5. This pen doesn’t last long as it runs out of ink quickly. (Bu kalem mürekkebi çabuk bitiği için uzun süre dayanmıyor.)
6. I want to make this vacation last long. (Bu tatili uzun süre sürdürmek istiyorum.)
7. The memory of that trip will last long in my mind. (O gezinin hatırası benim zihnimde uzun süre kalacak.)
8. I hope the effects of this medicine last long. (Bu ilacın etkilerinin uzun süre sürmesini umuyorum.)
9. The party lasted long into the night. (Parti gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü.)
10. This shirt is made of good quality material and will last long. (Bu gömlek kaliteli bir malzemeden yapıldı ve uzun süre dayanacak.)
11. The scent of this perfume lasts long. (Bu parfümün kokusu uzun süre kalıcı.)
12. The memories of our childhood will last long. (Çocukluk anılarımız uzun süre kalacak.)
13. The impact of this experience will last long in my life. (Bu deneyimin etkisi hayatım boyunca sürecek.)
14. We need to make sure that our resources last long. (Kaynaklarımızın uzun süre dayanması için dikkatli olmalıyız.)
15. The joy of having a baby lasts long. (Bir bebeğe sahip olmanın mutluluğu uzun süre kalıcıdır.)
16. I want this feeling of happiness to last long. (Bu mutluluk hissinin uzun süre sürmesini istiyorum.)
17. The concert lasted long enough for us to enjoy it. (Konseri keyifle izleyebileceğimiz kadar uzun sürdü.)
18. The effects of climate change will last long. (İklim değişikliğinin etkileri uzun süre devam edecek.)
19. I hope this food will last long enough for all of us to have a taste. (Bu yemeğin tümümüze tadına bakabileceğimiz kadar uzun süre dayanmasını umuyorum.)
20. The impact of this decision will last long in the company. (Bu kararın etkisi şirkette uzun süre devam edecek.)

21. I want this book to last long because it’s my favorite. (Bu kitabın favorim olduğu için uzun süre dayanmasını istiyorum.)
22. The concert lasted long enough to make it worth the price. (Konser biletinin fiyatına değecek kadar uzun sürdü.)
23. The effects of smoking last long and can lead to serious health problems. (Sigara içmenin etkileri uzun süre devam eder ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.)
24. We need to find a solution that will last long, not just a temporary fix. (Geçici bir çözümden ziyade uzun süreli bir çözüm bulmamız gerekiyor.)
25. The impact of this tragedy will last long in the community. (Bu trajedinin etkisi toplumda uzun süre devam edecek.)
26. We should invest in durable equipment that will last long. (Uzun süre dayanacak dayanıklı ekipmanlara yatırım yapmalıyız.)
27. The battery of this electric car can last long enough for a long road trip. (Bu elektrikli aracın bataryası uzun bir yolculuk için yeterli süre dayanabilir.)
28. The effects of pollution can last long and have serious consequences for the environment. (Kirliliğin etkileri uzun süre devam edebilir ve çevre için ciddi sonuçlara neden olabilir.)
29. The memories of my wedding day will last long in my heart. (Düğün günümün anıları kalbimde uzun süre yaşayacak.)
30. We should make sustainable choices that will last long and benefit future generations. (Gelecek nesillere fayda sağlayacak uzun süreli sürdürülebilir seçimler yapmalıyız.)