Kibosh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Kibosh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Kibosh

Kibosh, bir planı veya faaliyeti sona erdirmek veya önlemek anlamına gelir. Bu kelime, genellikle birisinin planlarına veya amaçlarına engel olmak için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I put the kibosh on his idea of quitting his job without any backup plan. (Onun, yedek planı olmadan işinden çıkma fikrine engel oldum.)
2. The bad weather put the kibosh on our outdoor picnic plans. (Kötü hava, açık hava pikniği planlarımıza engel oldu.)
3. She tried to put the kibosh on his proposal, but he didn’t give up. (O, teklifini engellemeye çalıştı ancak o pes etmedi.)
4. The strict rules put the kibosh on any attempts to cheat. (Katı kurallar, hile yapma girişimlerine engel oldu.)
5. His lack of funding put the kibosh on his dream of starting his own business. (Kendi işini kurma hayallerine fon eksikliği engel oldu.)
6. The manager put the kibosh on the employee’s request for time off. (Yönetici, çalışanın izin talebini engelledi.)
7. The noise from the construction site put the kibosh on any chance of getting a good night’s sleep. (İnşaat alanındaki gürültü, iyi bir gece uykusu alma şansını engelledi.)
8. The coach put the kibosh on the team’s celebration until after the game. (Antrenör, takımın maçtan sonra kutlama yapmasını engelledi.)
9. Her fear of flying put the kibosh on their plans for a vacation abroad. (Uçak korkusu, yurt dışı tatili planlarını engelledi.)
10. The company’s bankruptcy put the kibosh on the employees’ hopes for a pay raise. (Şirketin iflası, çalışanların ücret artışı beklentilerine engel oldu.)
11. The malfunctioning equipment put the kibosh on the production schedule. (Arızalı ekipman, üretim programını engelledi.)
12. The new policy put the kibosh on employees working from home. (Yeni politika, evden çalışma seçeneğine engel oldu.)
13. The injury put the kibosh on his chances of competing in the Olympics. (Sakatlık, Olimpiyat’ta yarışma şanslarını engelledi.)
14. The budget cuts put the kibosh on the expansion plans. (Bütçe kesintileri, genişleme planlarına engel oldu.)
15. The unexpected visitors put the kibosh on their plans for a quiet night in. (Beklenmedik ziyaretçiler, sessiz bir gece planlarını engelledi.)
16. His lack of qualifications put the kibosh on his job application. (Niteliklerinin yetersiz olması, iş başvurusuna engel oldu.)
17. The broken printer put the kibosh on their plans to print out the documents. (Bozuk yazıcı, belgeleri yazdırma planlarını engelledi.)
18. The rain put the

kibosh on their plans to go to the beach. (Yağmur, plaja gitme planlarını engelledi.)
19. The pandemic put the kibosh on their travel plans for the year. (Pandemi, yıl içindeki seyahat planlarını engelledi.)

20. His fear of public speaking put the kibosh on his chances of becoming a politician. (Kamuoyu önünde konuşma korkusu, siyasetçi olma şansını engelledi.)

(Türkçe çeviriler kalın yazılmamıştır.)