Keelhaul İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Keelhaul İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Keelhaul İle İlgili Cümleler

Keelhaul, eski bir cezalandırma yöntemi olarak denizciler arasında kullanılan bir terimdir. Kişinin gemi altından zincirle bağlanarak suya atılması ve tekrar gemiye çıkartılması işlemine denir.

  1. The captain threatened to keelhaul the disobedient sailor. (Kaptan, itaatsiz denizciyi keelhaul etmekle tehdit etti.)
  2. The pirate was keelhauled as punishment for stealing. (Korsan, çalma suçundan dolayı keelhaul edildi.)
  3. Keelhauling was a common punishment during the Age of Sail. (Keelhauling, Yelkenli Çağı’nda yaygın bir cezalandırma yöntemiydi.)
  4. The sailors feared being keelhauled more than any other punishment. (Denizciler, diğer cezalardan daha çok keelhaul edilmekten korkarlardı.)
  5. The crew was ordered to keelhaul the traitor. (Mürettebat, haini keelhaul etmek için emredildi.)
  6. Keelhauling was banned in the late 19th century. (Keelhauling, 19. yüzyılın sonlarında yasaklandı.)
  7. The sailor’s back was bloody and bruised after being keelhauled. (Denizcinin sırtı, keelhaul edildikten sonra kanlı ve çürüklerle doluydu.)
  8. The captain watched as the crew keelhauled the mutinous sailor. (Kaptan, mürettebatın ayaklanan denizciyi keelhaul etmesini izledi.)
  9. The punishment of keelhauling was seen as barbaric by some. (Keelhaul cezası, bazıları tarafından barbarca görülürdü.)
  10. The sailor begged for mercy before being keelhauled. (Denizci, keelhaul edilmeden önce merhamet dilendi.)
  11. Keelhauling was often used as a means of enforcing discipline on ships. (Keelhauling, gemilerde disiplini sağlamak için sıkça kullanılırdı.)
  12. The sailor was thrown overboard and keelhauled for attempting to desert the ship. (Denizci, gemiden kaçmaya çalıştığı için denize atıldı ve keelhaul edildi.)
  13. The practice of keelhauling was considered cruel by many. (Keelhaul etme pratiği, birçok kişi tarafından zalimce kabul ediliyordu.)
  14. The sailor was lucky to survive after being keelhauled in the stormy seas. (Fırtınalı denizlerde keelhaul edildikten sonra hayatta kalmak için denizci şanslıydı.)
  15. Keelhauling was sometimes used as a form of mob justice among pirates. (Keelhaul etme, bazen korsanlar arasında kalabalık bir adalet biçimi olarak kullanılırdı.)
  16. The captain ordered the crew to keelhaul the thief as an example to others. (Kaptan, diğerleri için örnek olması için mürettebatın hırs

üzü keelhaul etmesini emretti.)
17. Keelhauling was considered a gruesome punishment by many sailors. (Keelhaul etme, birçok denizci tarafından korkunç bir ceza olarak kabul ediliyordu.)

  1. The sailor was relieved when the captain decided not to keelhaul him. (Kaptanın onu keelhaul etmeyeceğine karar vermesiyle denizci rahatladı.)
  2. Some sailors believed that keelhauling was a necessary punishment to maintain order on the ship. (Bazı denizciler, gemide düzeni korumak için keelhaul etmenin gerekli bir ceza olduğuna inanırdı.)
  3. The practice of keelhauling was eventually abolished due to its cruelty and inhumane nature. (Keelhaul etme pratiği, zalimliği ve insanlık dışı yapısı nedeniyle sonunda kaldırıldı.)

(Türkçe karşılıklar cümlelerin sonunda verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.