Just İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Just Kelimesinin Türkçe Anlamı:
Just kelimesi Türkçe’de “sadece”, “yalnızca”, “tam da”, “dürüstçe” gibi anlamlara gelmektedir.
Örnek Cümleler:
- I just saw her in the park. (Sadece onu parkta gördüm.)
- Could you just wait a minute? (Sadece bir dakika bekleyebilir misin?)
- He’s just a kid, he doesn’t know any better. (O sadece bir çocuk, daha iyi bilmiyor.)
- It’s just too expensive for me. (Benim için sadece çok pahalı.)
- I just want to be alone right now. (Şu anda sadece yalnız olmak istiyorum.)
- I was just about to leave. (Tam da ayrılmak üzereydim.)
- He’s just like his father. (O tam da babası gibi.)
- I just don’t understand why she did that. (Sadece neden onu yaptığını anlamıyorum.)
- Can you just give me a minute to think? (Sadece düşünebileceğim bir dakika verir misin?)
- She’s just arrived at the airport. (O sadece havaalanına vardı.)
- I just finished reading that book. (O kitabı sadece bitirdim.)
- He just missed the train. (O treni sadece kaçırdı.)
- I’m just trying to help. (Sadece yardım etmeye çalışıyorum.)
- That’s just ridiculous. (Sadece saçma.)
- I just need a break. (Sadece bir mola ihtiyacım var.)
- You just made my day. (Sadece günümü güzelleştirdin.)
- It’s just a matter of time. (Sadece zaman meselesi.)
- I just realized I left my phone at home. (Evinde telefonumu unuttuğumu sadece fark ettim.)
- You’re just saying that to be nice. (Sadece nazik olmak için öyle söylüyorsun.)
- I just want to make sure we’re on the same page. (Sadece aynı sayfada olduğumuzdan emin olmak istiyorum.)
Türkçe Karşılıkları: Sadece, yalnızca, tam da, dürüstçe, daha iyi, çok pahalı, yalnız, tam da, neden, düşünebileceğim, havaalanına vardı, bitirdim, kaçırdı, yardım etmeye çalışıyorum, saçma, mola, günümü güzelleştirdin, zaman meselesi, fark ettim, nazik olmak için, aynı sayfada.
More Examples:
- Just between you and me, I don’t think he’s a good fit for the job. (Sadece seninle aramızda, onun iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.)
- Can you please just listen to me for a moment? (Lütfen sadece bir an beni dinleyebilir misin?)
- I just wanted to thank you for all your help. (Sadece yardımların için teşekkür etmek istedim.)
- This is just the beginning of our journey. (Bu sadece yolculuğumuzun başlangıcı.)
- I’m just not in the mood for company right now. (Şu anda sadece arkadaşlık için uygun değilim.)
- It’s just a matter of preference, really. (Gerçekten sadece tercih meselesi.)
- He’s just trying to impress you. (O sadece seni etkilemeye çalışıyor.)
- I just can’t seem to shake this feeling of sadness. (Sadece bu üzüntü hissinden kurtulamıyorum gibi geliyor.)
- That’s just the way things are sometimes. (Bazı zamanlar işler sadece böyle olur.)
- You just need to be patient and give it time. (Sadece sabırlı olman ve zamana bırakman gerekiyor.)
- I just finished cooking dinner. (Akşam yemeğini sadece pişirdim.)
- He’s just too stubborn to admit he’s wrong. (O sadece yanlış olduğunu kabul etmeye çok inatçı.)
- I’m just trying to be honest with you. (Sadece seninle dürüst olmaya çalışıyorum.)
- I just remembered where I left my keys. (Anahtarlarımı nereye bıraktığımı sadece hatırladım.)
- That’s just not something I’m willing to compromise on. (Sadece benim üzerinde uzlaşmak istemediğim bir şey.)
- I just got off the phone with her. (Sadece onunla telefonda konuştum.)
- It’s just a rumor, don’t pay it any attention. (Sadece bir söylenti, hiç dikkate alma.)
- You’re just making excuses. (Sadece bahane yapıyorsun.)
- I just want to enjoy my vacation without any stress. (Sadece tatilimi stres olmadan keyifle geçirmek istiyorum.)
- He’s just using you for his own gain. (O sadece kendi çıkarı için seni kullanıyor.)
Türkçe Karşılıkları: Aramızda, dinleyebilir misin, yardımların için, başlangıç, arkadaşlık için uygun değilim, tercih meselesi, etkilemeye çalışıyor, kurtulamıyorum, bazen, sabırlı olman gerekiyor, yemeği pişirdim, inatçı, dürüst olmaya çalışıyorum, hatırladım, uzlaşmak istemediğim, telefonda kon
Hemen Yorum Yaz