Judiciously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Judiciously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Judiciously İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Düşünceli, isabetli ve makul bir şekilde hareket etmek.

  1. He judiciously invested his money in a diverse range of stocks. (O, parasını çeşitli hisse senetlerine akıllıca yatırdı.)
  2. The lawyer judiciously presented his client’s case in court. (Avukat, müvekkilinin davasını mahkemede akıllıca sundu.)
  3. The doctor judiciously prescribed the right medication for the patient. (Doktor, hastaya doğru ilacı akıllıca reçete etti.)
  4. The teacher judiciously chose the right teaching method for each student. (Öğretmen, her öğrenci için doğru öğretim yöntemini akıllıca seçti.)
  5. She judiciously manages her time to balance her work and personal life. (O, işini ve kişisel hayatını dengelemek için zamanını akıllıca yönetiyor.)
  6. The company judiciously invested in research and development to stay ahead of the competition. (Şirket, rekabetin önünde kalmak için araştırma ve geliştirmeye akıllıca yatırım yaptı.)
  7. He judiciously weighed the pros and cons before making a decision. (O, karar vermeden önce avantajları ve dezavantajları akıllıca tarttı.)
  8. The athlete judiciously trained to avoid injury and improve performance. (Sporcu, sakatlanmaları önlemek ve performansını artırmak için akıllıca antrenman yaptı.)
  9. The chef judiciously selected the freshest ingredients for his dishes. (Şef, yemekleri için en taze malzemeleri akıllıca seçti.)
  10. The manager judiciously allocated resources to maximize efficiency. (Yönetici, verimliliği maksimize etmek için kaynakları akıllıca tahsis etti.)
  11. She judiciously managed her finances to avoid debt. (O, borçtan kaçınmak için finanslarını akıllıca yönetti.)
  12. The engineer judiciously designed the bridge to withstand heavy loads. (Mühendis, köprüyü ağır yükleri kaldıracak şekilde akıllıca tasarladı.)
  13. The artist judiciously chose the colors for his painting to create a specific mood. (Sanatçı, belirli bir ruh hali yaratmak için tablosuna renkleri akıllıca seçti.)
  14. The author judiciously crafted her words to convey the intended message. (Yazar, niyet edilen mesajı iletmek için kelimelerini akıllıca oluşturdu.)
  15. The city planner judiciously designed the roads to reduce traffic congestion. (Şehir plancısı, trafik sıkışıklığını azaltmak için yolları akıllıca tasarladı.)
  16. The manager judiciously addressed the conflict between employees to find a solution. (Yönetici, çalışanlar arasındaki çatış

ı çözüme kavuşturmak için akıllıca hareket etti.)
17. The investor judiciously analyzed the market trends before investing in a new business. (Yatırımcı, yeni bir işe yatırım yapmadan önce piyasa trendlerini akıllıca analiz etti.)

  1. The journalist judiciously verified her sources before publishing the news. (Gazeteci, haberleri yayınlamadan önce kaynaklarını akıllıca doğruladı.)
  2. The parent judiciously set boundaries for their child to maintain discipline. (Ebeveyn, disiplini korumak için çocuğu için sınırlar akıllıca belirledi.)
  3. The scientist judiciously designed the experiment to ensure accurate results. (Bilim insanı, doğru sonuçları sağlamak için deneyi akıllıca tasarladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.