Joyfully İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Joyfully İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Joyfully İle İlgili Cümleler

Joyfully, İngilizce bir sıfat olarak “sevinçle, neşeyle” anlamına gelir. İşte kullanım örnekleri:

  1. She danced joyfully around the room. (O sevinçle odanın etrafında dans etti.)
  2. The children laughed joyfully at the silly clown. (Çocuklar aptal palyaçoya sevinçle güldüler.)
  3. The sun shone joyfully on the newlyweds as they walked down the aisle. (Güneş, genç çift aşağıya doğru yürürken sevinçle parladı.)
  4. The choir sang joyfully during the Christmas concert. (Koro, Noel konseri sırasında sevinçle şarkı söyledi.)
  5. The puppies wagged their tails joyfully when their owner came home. (Köpek yavruları, sahibi eve geldiğinde kuyruklarını sevinçle salladı.)
  6. He greeted his friends joyfully at the airport. (O, havalimanında arkadaşlarını sevinçle karşıladı.)
  7. The audience applauded joyfully at the end of the performance. (İzleyiciler, performansın sonunda sevinçle alkışladılar.)
  8. The flowers swayed joyfully in the breeze. (Çiçekler rüzgarda sevinçle sallandı.)
  9. She hugged her mother joyfully when she saw her after a long time. (O, uzun bir süre sonra annesini görünce sevinçle sarıldı.)
  10. The team celebrated joyfully after winning the championship. (Takım, şampiyonluğu kazandıktan sonra sevinçle kutlama yaptı.)
  11. The baby giggled joyfully as her father played with her. (Bebek, babasıyla oynarken sevinçle kıkırdadı.)
  12. The couple kissed joyfully under the starry sky. (Çift, yıldızlı gökyüzü altında sevinçle öpüştü.)
  13. The birds chirped joyfully in the morning. (Kuşlar sabahları sevinçle ötüşürler.)
  14. She opened her birthday presents joyfully. (O, doğum günü hediyelerini sevinçle açtı.)
  15. The little girl skipped joyfully down the street. (Küçük kız sevinçle sokağı boydan boya atlayarak yürüdü.)
  16. He smiled joyfully when he heard the good news. (O, iyi haberleri duyunca sevinçle gülümsedi.)
  17. The family laughed joyfully around the dinner table. (Aile, yemek masasında sevinçle güldü.)
  18. The students cheered joyfully when they found out they got an A on the exam. (Öğrenciler, sınavda A aldıklarını öğrenince sevinçle coştu.)
  19. The couple embraced joyfully at the airport after being apart for months. (Çift, aylarca ayrı kaldıktan sonra havalimanında sevinçle kucaklaştı.)
  20. The little boy sang joy

fully along with the radio in the car. (Küçük çocuk arabada radyo ile birlikte sevinçle şarkı söyledi.)

Bu cümlelerde “joyfully” kelimesi, çeşitli aktivitelerde, duygusal durumlarda ve olaylarda sevinç, neşe ve coşku hissini vurgulamak için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.