Jovial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jovial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jovial İle İlgili Cümleler

Jovial, neşeli ve şen şakrak anlamına gelen bir sıfattır.

  1. She has a jovial personality and always makes everyone around her happy. (O, neşeli bir kişiliğe sahip ve etrafındaki herkesi mutlu eder.)
  2. The jovial old man laughed heartily at the young boy’s joke. (Yaşlı şen şakrak adam, genç çocuğun şakasına yürekten güldü.)
  3. We had a jovial time at the party last night. (Dün gece parti de neşeli zaman geçirdik.)
  4. His jovial demeanor made it easy for him to make friends. (Şen şakrak tavırları sayesinde arkadaş edinmesi kolaydı.)
  5. The jovial mood in the room lifted everyone’s spirits. (Odadaki neşeli hava herkesin ruhunu yükseltti.)
  6. She greeted me with a jovial smile. (Bana neşeli bir gülümseme ile selam verdi.)
  7. The jovial atmosphere at the carnival was contagious. (Karnavalda ki neşeli hava bulaşıcıydı.)
  8. His jovial nature made him popular among his colleagues. (Şen şakrak doğası, meslektaşları arasında popüler olmasını sağladı.)
  9. The jovial banter between the friends was a joy to listen to. (Arkadaşlar arasındaki şen şakrak atışma dinlemeye değerdi.)
  10. The jovial mood of the crowd turned the concert into a memorable experience. (Kalabalığın neşeli havası, konseri unutulmaz bir deneyime dönüştürdü.)
  11. The jovial spirit of the holiday season is infectious. (Tatil sezonunun şen şakrak ruhu bulaşıcıdır.)
  12. The jovial bartender made sure everyone had a good time at the bar. (Şen şakrak barmen, herkesin barda iyi vakit geçirdiğinden emin oldu.)
  13. The jovial laughter of the children filled the playground. (Çocukların neşeli kahkahaları, oyun alanını doldurdu.)
  14. Her jovial attitude helped her cope with the stress of her job. (Şen şakrak tutumu, iş stresiyle başa çıkmasına yardımcı oldu.)
  15. The jovial conversation between the old friends was a delight to witness. (Eski arkadaşlar arasındaki şen şakrak sohbet gözlemlemek keyifliydi.)
  16. The jovial choir performance brought smiles to the faces of the audience. (Şen şakrak koro performansı, izleyicilerin yüzünde tebessümlere neden oldu.)
  17. His jovial personality helped him diffuse tense situations. (Şen şakrak kişiliği, gergin durumlarda sakinleştirmesine yardımcı oldu.)
  18. The jovial celebration of the couple’s anniversary was a testament to their happy marriage. (Çiftin yıldönümlerinin neşeli

bir kutlaması, mutlu evliliklerinin kanıtıydı.)
19. The jovial tone of the email made it clear that the sender was in good spirits. (E-postanın şen şakrak tonu, gönderenin iyi ruh halinde olduğunu açıkça ortaya koydu.)

  1. The jovial energy of the festival was infectious and had everyone dancing. (Festivalin neşeli enerjisi bulaşıcıydı ve herkesi dans etmeye teşvik etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.