Jolly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jolly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jolly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Mutlu, neşeli, şen şakrak

  1. I always feel jolly when I’m spending time with my family. (Ailemle zaman geçirirken hep neşeli hissederim.)
  2. The children were jolly as they ran around the park. (Çocuklar parkta koşarken çok şen şakraktılar.)
  3. Despite the rain, she was in a jolly mood. (Yağmura rağmen o çok neşeli bir ruh halindeydi.)
  4. The jolly clown made the children laugh. (Şen şakrak palyaço çocukları güldürdü.)
  5. His jolly laughter filled the room. (Onun neşeli kahkahaları odayı doldurdu.)
  6. The jolly music put everyone in a good mood. (Şen şakrak müzik herkesi iyi bir ruh haline soktu.)
  7. They had a jolly time at the party. (Partide çok eğlendiler.)
  8. She had a jolly personality and was always making others laugh. (O neşeli bir kişiliğe sahipti ve her zaman diğerlerini güldürüyordu.)
  9. The jolly atmosphere at the fair was contagious. (Fuardaki neşeli atmosfer bulaşıcıydı.)
  10. The jolly group of friends were always up for an adventure. (Şen şakrak arkadaş grubu her zaman bir maceraya hazırdı.)
  11. The jolly decorations made the room look festive. (Şen şakrak dekorasyonlar odayı kutlama havasına soktu.)
  12. He had a jolly sense of humor and loved to tell jokes. (O, neşeli bir mizah anlayışına sahipti ve şakalar anlatmaktan hoşlanırdı.)
  13. The jolly dog wagged its tail happily. (Şen şakrak köpek kuyruğunu mutlu bir şekilde salladı.)
  14. Her jolly attitude brightened up everyone’s day. (Onun neşeli tutumu herkesin gününü aydınlattı.)
  15. The jolly event was a huge success. (Şen şakrak etkinlik büyük bir başarı oldu.)
  16. The jolly old man told stories to the children. (Şen şakrak yaşlı adam çocuklara hikayeler anlattı.)
  17. The jolly waitress made the customers feel welcome. (Şen şakrak garson müşterileri kendilerini hoş geldin hissettirdi.)
  18. He put on a jolly face despite his troubles. (Sorunlarına rağmen neşeli bir yüz takındı.)
  19. The jolly colors of the painting brought joy to the room. (Tablonun şen şakrak renkleri odaya neşe getirdi.)
  20. The jolly couple danced together all night. (Şen şakrak çift tüm gece birlikte dans etti.)

Türkçe Anlamı: Mutlu, neşeli, şen şakrak

  1. The jolly group of coworkers went out for drinks after work. (Şen şakrak iş arkadaşları işten sonra içmeye çıktılar.)
  2. She had a jolly disposition that made her a pleasure to be around. (O, kendisine yakın olunacak bir kişiliğe sahipti.)
  3. The jolly atmosphere at the amusement park made it a fun day out. (Lunaparktaki neşeli atmosfer eğlenceli bir gün yapmıştı.)
  4. The jolly celebration lasted all night long. (Şen şakrak kutlama tüm gece boyunca sürdü.)
  5. Her jolly laughter was infectious and soon everyone was laughing. (Onun neşeli kahkahaları bulaşıcıydı ve kısa sürede herkes gülmeye başladı.)
  6. The jolly bartender made the best cocktails in town. (Şen şakrak barmaid şehirde en iyi kokteylleri yapıyordu.)
  7. His jolly attitude was a breath of fresh air in the serious meeting. (Onun neşeli tutumu, ciddi toplantıda bir nefes alışverişi gibiydi.)
  8. The jolly snowman brought smiles to the faces of the children. (Şen şakrak kar adamı çocukların yüzlerine gülücükler getirdi.)
  9. The jolly group of volunteers worked tirelessly to help those in need. (Şen şakrak gönüllüler, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için yorulmadan çalıştılar.)
  10. The jolly decorations made the party feel festive and fun. (Şen şakrak dekorasyonlar partiye kutlama ve eğlence havası kattılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.