Jolly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Jolly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: Mutlu, neşeli, şen şakrak
- I always feel jolly when I’m spending time with my family. (Ailemle zaman geçirirken hep neşeli hissederim.)
- The children were jolly as they ran around the park. (Çocuklar parkta koşarken çok şen şakraktılar.)
- Despite the rain, she was in a jolly mood. (Yağmura rağmen o çok neşeli bir ruh halindeydi.)
- The jolly clown made the children laugh. (Şen şakrak palyaço çocukları güldürdü.)
- His jolly laughter filled the room. (Onun neşeli kahkahaları odayı doldurdu.)
- The jolly music put everyone in a good mood. (Şen şakrak müzik herkesi iyi bir ruh haline soktu.)
- They had a jolly time at the party. (Partide çok eğlendiler.)
- She had a jolly personality and was always making others laugh. (O neşeli bir kişiliğe sahipti ve her zaman diğerlerini güldürüyordu.)
- The jolly atmosphere at the fair was contagious. (Fuardaki neşeli atmosfer bulaşıcıydı.)
- The jolly group of friends were always up for an adventure. (Şen şakrak arkadaş grubu her zaman bir maceraya hazırdı.)
- The jolly decorations made the room look festive. (Şen şakrak dekorasyonlar odayı kutlama havasına soktu.)
- He had a jolly sense of humor and loved to tell jokes. (O, neşeli bir mizah anlayışına sahipti ve şakalar anlatmaktan hoşlanırdı.)
- The jolly dog wagged its tail happily. (Şen şakrak köpek kuyruğunu mutlu bir şekilde salladı.)
- Her jolly attitude brightened up everyone’s day. (Onun neşeli tutumu herkesin gününü aydınlattı.)
- The jolly event was a huge success. (Şen şakrak etkinlik büyük bir başarı oldu.)
- The jolly old man told stories to the children. (Şen şakrak yaşlı adam çocuklara hikayeler anlattı.)
- The jolly waitress made the customers feel welcome. (Şen şakrak garson müşterileri kendilerini hoş geldin hissettirdi.)
- He put on a jolly face despite his troubles. (Sorunlarına rağmen neşeli bir yüz takındı.)
- The jolly colors of the painting brought joy to the room. (Tablonun şen şakrak renkleri odaya neşe getirdi.)
- The jolly couple danced together all night. (Şen şakrak çift tüm gece birlikte dans etti.)
Türkçe Anlamı: Mutlu, neşeli, şen şakrak
- The jolly group of coworkers went out for drinks after work. (Şen şakrak iş arkadaşları işten sonra içmeye çıktılar.)
- She had a jolly disposition that made her a pleasure to be around. (O, kendisine yakın olunacak bir kişiliğe sahipti.)
- The jolly atmosphere at the amusement park made it a fun day out. (Lunaparktaki neşeli atmosfer eğlenceli bir gün yapmıştı.)
- The jolly celebration lasted all night long. (Şen şakrak kutlama tüm gece boyunca sürdü.)
- Her jolly laughter was infectious and soon everyone was laughing. (Onun neşeli kahkahaları bulaşıcıydı ve kısa sürede herkes gülmeye başladı.)
- The jolly bartender made the best cocktails in town. (Şen şakrak barmaid şehirde en iyi kokteylleri yapıyordu.)
- His jolly attitude was a breath of fresh air in the serious meeting. (Onun neşeli tutumu, ciddi toplantıda bir nefes alışverişi gibiydi.)
- The jolly snowman brought smiles to the faces of the children. (Şen şakrak kar adamı çocukların yüzlerine gülücükler getirdi.)
- The jolly group of volunteers worked tirelessly to help those in need. (Şen şakrak gönüllüler, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için yorulmadan çalıştılar.)
- The jolly decorations made the party feel festive and fun. (Şen şakrak dekorasyonlar partiye kutlama ve eğlence havası kattılar.)
Hemen Yorum Yaz