Jive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jive İle İlgili Cümleler

Jive, İngilizce bir fiil olarak, müzik eşliğinde enerjik bir şekilde dans etmek anlamına gelir. Aynı zamanda, argo dilde dalga geçmek, alay etmek anlamında da kullanılabilir.

  1. She loves to jive whenever there’s music playing. (O, müzik çaldığında her zaman jive yapmayı sever.)
  2. The couple jived together on the dance floor. (Çift dans pistinde birlikte jive yaptılar.)
  3. He learned how to jive from his grandparents. (O, jive yapmayı büyüklerinden öğrendi.)
  4. Don’t jive me, I know you’re lying. (Benimle dalga geçme, yalan söylediğini biliyorum.)
  5. The comedian likes to jive with his audience during his shows. (Komedyen gösterileri sırasında izleyicileriyle alay etmeyi sever.)
  6. The band played a jive tune that got everyone on their feet. (Grup herkesi ayaklandıran bir jive şarkısı çaldı.)
  7. She jived so well that she won the dance competition. (O kadar iyi jive yaptı ki dans yarışmasını kazandı.)
  8. Let’s jive together and have some fun. (Birlikte jive yapalım ve eğlenelim.)
  9. The dance instructor taught the class how to jive. (Dans öğretmeni sınıfa jive yapmayı öğretti.)
  10. He couldn’t resist jiving to the catchy beat of the song. (O, şarkının cazibeli ritmine karşı jive yapmaktan kendini alamadı.)
  11. The crowd cheered as the dancers jived across the stage. (Dansçılar sahnede jive yaptıkça kalabalık alkışladı.)
  12. They had a jive contest to see who was the best dancer. (En iyi dansçı kim diye görmek için bir jive yarışması düzenlediler.)
  13. The party guests jived all night long. (Parti misafirleri tüm gece jive yaptılar.)
  14. He used jive talk to confuse his opponents. (Rakiplerini karıştırmak için jive konuşma kullandı.)
  15. The jive rhythm is fast-paced and lively. (Jive ritmi hızlı ve canlıdır.)
  16. The dancers wore brightly colored outfits while jiving. (Dansçılar jive yaparken canlı renkli kıyafetler giydiler.)
  17. She’s been practicing jive for weeks for the upcoming dance competition. (Yaklaşan dans yarışması için haftalardır jive çalışıyor.)
  18. They jived so much that they were sweating by the end of the song. (O kadar çok jive yaptılar ki şarkının sonunda terlemişlerdi.)
  19. He jives better than anyone else in the dance class. (Dans sınıfındaki herkesten daha iyi jive yapar.)
  20. The singer’s jive performance was the highlight of the concert. (Şarkıcının jive performansı konserin en dikkat

çekici yanıydı.)

Note: Lütfen unutmayın, “jive” kelimesi ayrıca bazı ülkelerde kullanılan argo kelimelerden biridir ve ayrı bir anlam taşır. Bu cümlelerde kullanılan anlamı, müzik ve dans ile ilgili olan anlamdır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.