Jaded İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jaded İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jaded Nedir?


Jaded, Türkçe’de “bıkkın, usanmış, bezgin” anlamına gelir. Kişi ya da bir durumun tekrarlanan deneyimler sonucunda ilgisini ve heyecanını yitirmesi durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. She’s become jaded with dating after so many bad experiences. (O, kötü deneyimler sonrasında flört etmekten bıkkın oldu.)
  2. The jaded artist couldn’t find inspiration anymore. (Bezgin sanatçı artık ilham bulamadı.)
  3. His jaded attitude made it hard to get him excited about anything. (Bıkkın tavrı herhangi bir şeye heyecan duymasını zorlaştırdı.)
  4. She had become jaded with the corporate world after years of working in it. (Yıllar boyunca iş dünyasında çalıştıktan sonra, şirket dünyasından bezgin hale gelmişti.)
  5. His jaded outlook on life was starting to affect his relationships. (Hayata karşı bezgin bakış açısı, ilişkilerini etkilemeye başlamıştı.)
  6. The jaded student had stopped caring about her grades. (Bıkkın öğrenci, notlarına önem vermemeyi bırakmıştı.)
  7. After working in the same job for over a decade, he had become jaded and uninterested. (On yıldan fazla aynı işte çalıştıktan sonra, bezgin ve ilgisiz hale gelmişti.)
  8. The jaded traveler had lost her sense of wonder and awe. (Bezgin gezgin, hayranlık ve şaşkınlık duygusunu kaybetmişti.)
  9. He was jaded by the constant criticism from his boss. (Patronundan sürekli eleştirilerek bıkkın hale gelmişti.)
  10. The jaded customer service representative sounded bored and uninterested. (Bezgin müşteri hizmetleri temsilcisi sıkılmış ve ilgisiz görünüyordu.)
  11. The jaded detective didn’t think the case was worth his time. (Bezgin dedektif, davanın zamanına değer olmadığını düşünmedi.)
  12. Her jaded tone of voice made it clear that she didn’t care. (Bıkkın ses tonuyla, umursamadığını açıkça belli etti.)
  13. The jaded athlete was tired of all the training and hard work. (Bezgin sporcu, tüm antrenman ve sıkı çalışmadan yorulmuştu.)
  14. His jaded demeanor made it difficult to connect with him. (Bıkkın tavırları, onunla bağlantı kurmayı zorlaştırdı.)
  15. She had become jaded with politics and stopped voting. (Siyasetten bezgin hale gelmiş ve oy kullanmayı bırakmıştı.)
  16. The jaded musician had lost her passion for music. (Bezgin müzisyen, müzik tutkusunu kaybetmişti.)
  17. His jaded attitude towards love
  1. His jaded attitude towards love made it hard for him to find a meaningful relationship. (Aşka karşı bezgin tavrı, anlamlı bir ilişki bulmasını zorlaştırdı.)
  2. The jaded employee was tired of the same routine every day. (Bezgin çalışan, her gün aynı rutinden yorulmuştu.)
  3. Her jaded expression showed that she had given up hope. (Bıkkın ifadesi, umudunu kaybettiğini gösteriyordu.)
  4. The jaded teacher had lost her passion for teaching and was ready to retire. (Bezgin öğretmen, öğretme tutkusunu kaybetmiş ve emekli olmaya hazırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.