İrritate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrritate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrritate kelimesinin Türkçe anlamı:

Kızdırmak, sinirlendirmek, rahatsız etmek

  1. She always irritates me with her constant complaining. (Sürekli şikayetleriyle beni sinirlendirir.)
  2. The sound of the dog barking was starting to irritate me. (Köpeğin havlaması beni rahatsız etmeye başladı.)
  3. His habit of interrupting people in conversations irritated everyone in the office. (Konuşmalar sırasında insanların arasına girmesi, ofisteki herkesi rahatsız ediyordu.)
  4. The way he chews his food loudly irritates me. (Yüksek sesle yemek yemesi beni rahatsız ediyor.)
  5. She was irritated by the constant buzzing of the flies. (Sürekli uçuşan sineklerin vızıltısı onu rahatsız etti.)
  6. His constant humming was starting to irritate everyone around him. (Sürekli mırıldanması etrafındaki herkesi rahatsız etmeye başladı.)
  7. The way she talks in a condescending tone always irritates me. (Kendini üstün gören bir tavırla konuşması beni her zaman sinirlendirir.)
  8. The constant honking of the car horns was irritating the pedestrians. (Araba kornalarının sürekli çalması yayaları rahatsız ediyordu.)
  9. The way he always interrupts others when they speak is very irritating. (Başkaları konuşurken her zaman araya girmesi çok sinir bozucu.)
  10. The sound of fingernails on a chalkboard can be very irritating. (Kara tahta üzerinde tırnakların çıkardığı ses çok rahatsız edici olabilir.)
  11. She was irritated by the way he never listens to her. (Onu hiç dinlemediği şekilde hareket etmesinden rahatsız oldu.)
  12. The constant beeping of the car alarm was irritating the entire neighborhood. (Araba alarmının sürekli çalması tüm mahalleyi rahatsız ediyordu.)
  13. The way he always talks over other people in meetings is really irritating. (Toplantılarda her zaman diğer insanların konuşmasına araya girer, bu gerçekten sinir bozucu.)
  14. The sound of someone chewing gum can be very irritating in a quiet room. (Sessiz bir odada çiğnenen sakızın sesi çok rahatsız edici olabilir.)
  15. She was irritated by the constant interruptions while she was trying to work. (Çalışmaya çalışırken sürekli araya girilmesinden rahatsız oldu.)
  16. The way he talks about himself all the time is very irritating. (Sürekli kendinden bahsetmesi çok sinir bozucu.)
  17. The sound of the alarm clock ringing can be very irritating in the morning. (Sabahları çalan alarm saatinin sesi çok rahatsız edici olabilir.)
  18. She was irritated by his constant need for attention. (Sürekli ilgi istemesi onu rahatsız etti.)
  19. The way he always leaves the toilet

seat up irritates his wife. (Tuvalet kapağını her zaman açık bırakması eşini rahatsız ediyor.)
20. The constant notifications on his phone were starting to irritate him. (Telefonundaki sürekli bildirimler onu rahatsız etmeye başladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.