İnvoke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnvoke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Invoke

İngilizce anlamı: to call forth or bring about a particular emotion, reaction, or response; to put into effect or operation

Türkçe açıklama: belirli bir duygu, tepki veya yanıtı çağırmak veya ortaya çıkarmak; etkisini veya işleyişini başlatmak

  1. I will invoke the spirits to help us find the way. (Ruhları çağırmak için dua edeceğim.)
  2. The speech invoked a feeling of patriotism in the audience. (Konuşma seyircide vatanseverlik duygusu uyandırdı.)
  3. The law allows the government to invoke emergency powers in times of crisis. (Kanun, hükümetin kriz zamanlarında acil durum yetkilerini kullanmasına izin verir.)
  4. The teacher invoked the student’s curiosity by introducing a new topic. (Öğretmen, yeni bir konuyu tanıtarak öğrencinin merakını uyandırdı.)
  5. The priest invoked God’s blessings upon the couple. (Rahip, çiftin üzerine Tanrı’nın bereketini çağırdı.)
  6. The company decided to invoke the arbitration clause in their contract. (Şirket, sözleşmelerindeki tahkim maddesini kullanmaya karar verdi.)
  7. The song invoked memories of her childhood. (Şarkı, çocukluğuna dair anıları çağrıştırdı.)
  8. The president invoked the Defense Production Act to address the shortage of medical supplies. (Başkan, tıbbi malzemelerin kıtlığına çözüm bulmak için Savunma Üretim Yasası’nı uyguladı.)
  9. The artist invoked the beauty of nature in his paintings. (Sanatçı, resimlerinde doğanın güzelliğini çağrıştırdı.)
  10. The witch invoked a spell to protect herself. (Cadı, kendini korumak için bir büyü yaptı.)
  11. The speaker invoked the audience’s compassion by telling a personal story. (Konuşmacı, kişisel bir hikaye anlatarak seyircinin merhametini uyandırdı.)
  12. The government may invoke national security concerns to justify certain actions. (Hükümet, belli eylemleri haklı çıkarmak için ulusal güvenlik endişelerini gündeme getirebilir.)
  13. The athlete invoked his inner strength to push through the pain. (Sporcu, ağrıya dayanabilmek için iç gücünü kullanmaya başvurdu.)
  14. The company may invoke force majeure to avoid contractual obligations in exceptional circumstances. (Şirket, istisnai durumlarda sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerden kaçınmak için mücbir sebep ileri sürebilir.)
  15. The writer invoked the atmosphere of a bygone era in her novel. (Yazar, romanında geçmiş bir dönemin atmosferini çağrıştırdı.)
  16. The judge invoked the Constitution in his ruling. (Hakim, kararında Anayasa’yı işaret etti.)
  1. The activist invoked the need for action to address climate change. (Aktivist, iklim değişikliğiyle mücadele için eylem gerekliliğine işaret etti.)
  2. The magician invoked the power of the elements in his performance. (Sihirbaz, gösterisinde elementlerin gücünü kullanmaya başvurdu.)
  3. The coach invoked the team’s spirit to motivate them before the game. (Antrenör, maç öncesinde takımın ruhunu canlandırmak için kullanmaya başvurdu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Ruhları çağırmak için dua edeceğim.
  2. Konuşma seyircide vatanseverlik duygusu uyandırdı.
  3. Kanun, hükümetin kriz zamanlarında acil durum yetkilerini kullanmasına izin verir.
  4. Öğretmen, yeni bir konuyu tanıtarak öğrencinin merakını uyandırdı.
  5. Rahip, çiftin üzerine Tanrı’nın bereketini çağırdı.
  6. Şirket, sözleşmelerindeki tahkim maddesini kullanmaya karar verdi.
  7. Şarkı, çocukluğuna dair anıları çağrıştırdı.
  8. Başkan, tıbbi malzemelerin kıtlığına çözüm bulmak için Savunma Üretim Yasası’nı uyguladı.
  9. Sanatçı, resimlerinde doğanın güzelliğini çağrıştırdı.
  10. Cadı, kendini korumak için bir büyü yaptı.
  11. Konuşmacı, kişisel bir hikaye anlatarak seyircinin merhametini uyandırdı.
  12. Hükümet, belli eylemleri haklı çıkarmak için ulusal güvenlik endişelerini gündeme getirebilir.
  13. Sporcu, ağrıya dayanabilmek için iç gücünü kullanmaya başvurdu.
  14. Şirket, istisnai durumlarda sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerden kaçınmak için mücbir sebep ileri sürebilir.
  15. Yazar, romanında geçmiş bir dönemin atmosferini çağrıştırdı.
  16. Hakim, kararında Anayasa’yı işaret etti.
  17. (Örnek cümle yok)
  18. Aktivist, iklim değişikliğiyle mücadele için eylem gerekliliğine işaret etti.
  19. Sihirbaz, gösterisinde elementlerin gücünü kullanmaya başvurdu.
  20. Antrenör, maç öncesinde takımın ruhunu canlandırmak için kullanmaya başvurdu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.